Maske aradığımız günlerdi...

A -
A +
“Sonradan zengin olduğu her hâlinden belli, buruşuk tişörtlü adama ters ters baktım!..”
 
“Salgın” diyorlar. Biraz daha Batı hayranı olanlar “Pandemi” deyip duruyor. İlkbahardan beri TV izlemekten de nefret ettik. Gazetedeki haberleri okumayı da bıraktık. Yer-gök virüs oldu. Sosyal medya çöplüğü de ulema, uzman, otorite ile doldu. İlkokulu zor bitirmiş, dilekçe bile yazamayan toramanlar virüs uzmanı oldu.
Bu satırları okurken bile içinizde bir nefret oluşacak belki de...
Mart ayının ortasıydı. Bir hastaneden bez maske talebi söz konusu oldu. Her personel izinde… Dikiş makineleri çalışır vaziyette. Ama dar mekânda 10’a yakın kişiyle çalışılması icap ediyor.
Öncelikle kumaş bulmalıydık. Web üzerinden biraz tetkik yaparak B ilindeki bir tekstil fabrikasında bez maske üretimine başlanıldığını tespit ettim. Hemen 100 km’lik yolu katettim. Tesiste beni muhafazakâr giyimli bir hanım karşıladı. Elime dezenfektan dedikleri itici kokulu bir sıvı sıktı.
“Ben yetkiliyi çağırayım” dedi. Bir süre sonra 60 yaşlarında yüzü gözü buruş buruş olmuş bir adam geldi. Beni iyice inceledi. Kartvizitimi ve kimliğimi önüne koydum. Durumu anlattım. “Parasını ödemek şartıyla acilen bez maske kumaşına ya da maskeye ihtiyacımız var” dedim. Yüzünde bir gram nur olmayan paragöz adam ekranı kir kaplı telefonunu yüzüme doğru tuttu. “Sizde maskeyi yapacak otomatik makineler var mı?” dedi. Videoya baktım. Çin malı olduğu belli olan bir makine kumaşı kıvıra kıvıra dikim yapıyordu.
Sonradan zengin olduğu her hâlinden belli, buruşuk tişörtlü adama ters ters baktım:
“Bizim böyle makinelerimiz yok. Dikiş makinelerinde basitçe maske üretip hastaneye vermek istiyoruz” dedim.
Adam “şehir merkezinde filanca eczanede var. Gidip oradan alın. Size kumaş da maske de veremem” dedi. Kendimi hırsız, dolandırıcı, vurguncu gibi hissettim.
“Peki, öyle olsun. Bugünün yarını da var. Allah sizin bu tutumunuzu görüyor. Yaptığınız hiç hoş değil. Ben size kimliğimi gösterdim. Eğitimci olduğumu belirten kartımı verdim. Kurum olarak amatörce bir üretim çalışması yapmak istiyoruz” dedim.
Vasat kişi iyice ukalalaştı. “Polisi arayacağım. İlçenizin kaymakamını arayacağım. Sizi şikâyet edeceğim vb...” dedi. Şaşırdım. Ortada bir suç yoktu. Gasp yoktu. Hakaret yoktu. Sadece kumaş ya da maske satın almak istediğim hâlde, ukala fabrikatör ya da yetkilisi şahıs saçmalamaya başlamıştı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.