Sen gırgırı bilir misin?

A -
A +
 
“Meğer gırgır kamyoncuların yük aldıktan sonra brandayı bağlama şekline deniliyormuş”
 
Amcam ile bir akrabamız ortak bir MAN kamyonu almışlardı. 70’li yıllarda bu Alman arabaları çok revaçta idi. Hatta kapısında bir MAN olmayana kız vermiyorlardı... Neyse, konumuz bu değil şimdi... Ben bir seyahatimden bahsetmek istiyorum...
Senelik izindeydim... Amcamın ortağı bana dedi ki:
“Nasıl olsa senelik izindesin, gel seninle bir İstanbul seferi yapalım.”
-Seni mi kırayım, olur.
-Sen gırgırı bilir misin?
-Valla yolda konuşur seni uyutmam.
Ben de gırgır deyince, muhabbet gırgır şamata anlıyorum. Meğer gırgır kamyoncuların yük aldıktan sonra üstüne çekilen brandayı bağlama şekline deniyormuş.
Epey gülüştük… Derken Ankara’dan yükümüzü aldık. Çıktık İstanbul’a yola… Yol boyu gerçekten de dağdan dereden derken konuşa konuşa İstanbul Zeytinburnu’na geldik.
Bu kamyoncular genelde borçlarını ödemek için gece gündüz ha babam de babam çalışırlar.
Zeytinburnu’na yükü indirdik. Hemen hiç beklemeden bir başka yükü alarak tekrar Ankara’ya yola çıktık.
O zamanki yollar da şimdiki gibi değil. Nerede duble yollar, nerede tüneller… 
Konuşarak gidiyoruz ama içimden diyorum ki:
“Helal olsun bunca yorgunluğa ve uykusuzluğa nasıl dayanıyor? Gelirken de uyumadık… Şimdi giderken de uyumayacak… Bu yol nasıl bitecek?”
Bir taraftan da endişeleniyorum. Nihayetinde ben de yanındayım… Can bu kolay mı?
Neyse konuşarak geliyoruz… Gözünü hiç kırpmadan kullanıyor koca kamyonu…  
Derken Ankara Kahramankazan’a yaklaştık. Dedi ki:
“Ben şöyle biraz uyumam lazım.”
Ankara’ya 30 km filan kalmış. Yani yüzdün yüzdün kuyruğuna gelmişsin… “Mümkün değil gidemem… Biraz dinleneyim öyle” dedi. Kamyonu park yerine çekti.
“Biraz dinleneyim sen beni uyandır” dedi ve şöyle başını geriye doğru attı ve gözlerini kapadı ve yatar yatmaz horlamaya başladı iyi mi? Şaştım kaldım… Ben de biraz dinlensin uyandırırım diye bekliyorum... Aradan beş dakika ya geçti ya geçmedi yine kendi kendine uyandı… Şöyle gözlerini açtı. Sanki sabahlara kadar deliksiz uyku uyumuş gibi “Bayağı dinlenmişim” dedi… Sonra da "bu kadar uyku, uykusuzluk gafletini atlatmak için şarttır" dedi ve ekledi: “Kamyoncular bunu yapsa kaza yapmazlar...”
Gerçekten de ondan sonra Ankara’ya giderken sabah uykusunu almış yeni kalkmış insanlar gibi dinç bir şekilde kamyonu kullanarak Ankara’ya vardık…
           Ö. Asaf Kılıç-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.