Babamın bendeki emaneti!..

A -
A +
“Ameliyattan altı ay sonra etrafa gülücükler saçıyormuşum. İlk adımımla evde şölen yaşanmış...”
 
25 yıl önce annem beni dünyaya getirdiğinde çok büyük sevinç duymuşlar. Çünkü yedi sene çocukları olmamış. Doktoru anneme, hamile olduğunu söyleyince validem ve babam sevinçten havalara uçmuşlar... Babam anneme sırılsıklam âşık ya annem elini sıcak sudan soğuk suya sokmadı. Bu işleri yapan evde başka bir insan vardı nasıl olsa.  
Henüz beş-altı aylık iken bir tuhaflık görmüşler bende. Devamlı ağlıyormuşum. Annemden süt emerken bile küçücük gözlerimden damla damla yaş akarmış.
Ellerimi bacaklarımı sallamazmışım, hareket etmezmişim. “Neden acaba?” demişler ve beni önce bir doktora sonra doktorlara göstermişler. Onlar da bende “Bilier atrezi” diğer bir söyleyişle safra yollarının doğumsal olarak yokluğu kanaatine varmışlar.
Birkaç doktor da bu rahatsızlık değil, “bebekte safra yolu yok ki” demişler. Bir milyonda bir yeni doğanda olurmuş. Bu da bana isabet etmiş. Evde herkes beni çok seviyor ancak ben diğer pek çok bebek gibi zıplamıyor,  hoplamıyormuşum. Gözlerimde de minicik damlalar hiç eksik olmuyormuş. Altı aylıkken karnım şişmiş, gözlerimde sarılıklar, peydahlanmış. Tetkikler, analizler arka arkaya ve neticede tıp adamları şunu demiş:
“Bu bebekte safra yolu tıkanık, kanallarda dolaşım bozukluğu var, karaciğerini değiştirmek gerekiyor yoksa çocuk kesin ölecek. Aynı tipte bir karaciğer bulunmalı..."
Aramışlar ama olmayınca olmuyor, yok işte yok. Sonunda bir doktor babama “siz verin” demiş “genetik olarak aynısınız, eşit vasıflarda karaciğer bulmak çok çok zor ancak sizinki oğlunuza uyar” diye tavsiyesinde bulunmuş. Peşinden de ilave etmiş doktor: “Biraz uzak bir ihtimal de olsa bu defa siz hayatınızı kaybedebilirsiniz. Çocuk henüz dört aylık, siz bu riski göze alır mısınız?”
Babam hiç düşünmeden;
“Alırım elbette. Ben otuz üç senedir zaten yaşıyorum. Ömrüm daha uzamasa da olur ama bu bebek yeni doğdu, onun hayatta kalmak hakkıdır. Nakledin karaciğerimi ona” demiş.
Bu karar üzerine öyle yapmışlar. Çok başarılı bir ameliyatla babamın karaciğeri bana aktarılmış. Ben ameliyattan altı ay sonra etrafa gülücükler saçıyormuşum. İlk adımlarımı attığım zaman evde şölen yaşanmış…
Ben bu sevinç ve ilgi ortamında büyüdüm geliştim. İlk orta liseyi bitirdim. Üniversiteyi okumak istiyordum. Hukuka ve de tıbba ilgi duyuyordum. Kısmetime hukuk çıktı.
Babamı soracaksınız değil mi? Şükürler olsun çok iyidir. Ben babamın gözlerinde kendimi, kendi benliğimde babamı bulurum...
         Yakup Almelek
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.