Babam da anlamıştı öleceğini!..

A -
A +
“Hepimiz kalkıp gittik. Hastane odasına doluştuk. Dedem bizimle tek tek helalleşti...”   Turgutlu’da 85 yaşlarında bir Ali Amca'mız vardı… Bu amcamız kendi hâlinde bir kimseydi. Bildiğimiz bir şey varsa o da namaza düşkün bir insandı. Hiçbir namazını kaçırmaz hepsini mümkün olduğunca cemaatle kılmaya özen gösterirdi. Artık yaş kemale erdi, derdi sık sık… Çünkü iki gün iyi ise iki gün hasta olurdu… Hatta bazen ortalıkta görünmediğinde merak edip sorduğumuzda hastaneye yatırıldığını söylerlerdi. Ziyaretine gittiğimizde “hastanede bize iyi bakıyorlar. Allah devlete millete zeval vermesin” derdi… Gerçekten de bir hafta on gün düzenli bir bakım sonrası kendine gelir sonra taburcu ederlerdi… Yine böyle bir hastaneye yatırılışında Ali Amca’yı yoğun bakıma almışlardı. Yoğun bakım sağlık açısından belki gerekli ama orada insan elini tutacağı moral bulacağı bir yakınını arasa da bulamaz. Başında bir okuyan olsa desen yoktur… Yoğun bakım kapısına günde belirli bir saatte gelirsiniz yüreğiniz ağzınızdadır. Çünkü her an her türlü sürprize hazır olun der doktorlar… Ali Amca da bu defa yoğun bakıma alınmıştı ama şükür yoğun bakım günlerini atlatmıştı. Yakınları çok sevindi normal odaya alındığını duyunca… Ali Amca'nın torunu benim üst kat komşumdu. Bir pazartesi günüydü… Torunu ile bizim hanım karşılaşıyorlar. Hâl hatır sorarken Ali Amca'yı da soruyor. Diyor ki torunu: -Bizi hepimizi dedem çağırdı. Gelebilen herkes gelsin demişti. Hepimiz kalkıp gittik. Hastane odasına doluştuk. Dedem bizimle tek tek helalleşti… Yapacağı nasihatleri yaptı. Kendisiyle ilgili dilek ve temennilerini söyledi. Son olarak da “inşallah perşembe günü emaneti sahibine teslim alacaklar” dedi. -Yani öleceğim mi demek istedi? -Evet aynen öyle demek dedi. -Biz şaşırdık. Allah uzun ömür versin dede dedik. Ama enteresandır perşembe gecesi vefat etti... Buna benzer bir hatıram da şöyledir. Ben 8-9 yaşındaydım. Babam ağır hasta idi. Sabah uyandığında anneme diyor ki: “Hayırdır inşallah, rüyamda annem geldi ‘Kazım haftaya sabah saat 05.00’te seni almaya geleceğim” demiş. Neticede bir hafta sonra dediği vakitte babam rahmetli oldu. Hani Aziz Mahmut Hüdai hazretleri de duasında “Kabrimizi ziyaret edenler, bize bir Fatiha gönderenler öleceklerini bilsinler haber versinler” buyurmuştur ya. Bazıları “böyle şeyler olur mu?” derler. Ama böyle enteresan hatıralar da yaşıyoruz...           Hüseyin Şen
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.