“Bir patron bu kadar nasıl sevilir?”

A -
A +
“Patron gibi isimler söylenmiyor abi deniliyordu. Bir patron nasıl bu kadar seviliyordu”
 
 
Yıl 1989. Bir sigorta şirketinde çalışıyorum hatırı sayılır bir kazancım var. Bölge müdür yardımcısıyım… Bir gün kahvede maç izlerken iki kişi ellerinde kitap ve gazete bir şeyler anlatıyorlar, bana da geldiler. Bir ay gazete alana şu kitap hediye vs. anlattılar biraz muhabbetten sonra anlatanlardan birisi: “Ben Türkiye gazetesi Girne Şubesi müdürüyüm. Bizimle çalışmak ister misiniz?” diye sordu. Ben de “bayram yakın izine gideceğim, dönüşte görüşelim” dedim.
Bu arada çalıştığım şirket personelin maaşlarını aksatmaya başladı. Ben maaşımı zamanında alıyorum sıkıntı yok ama personel mağdur ediliyordu ben de vicdanen rahatsız oldum ve istifa ettim. Dönüşte gidip görüştüm. Bana gazeteyi anlattılar, Enver Abi'yi anlattılar. Ne iş yapacağımı sordum, gazete dağıtımı dediler. “Nasıl olacak?” dedim, “Yarın sabah saat yedi gibi gel bir arkadaşla çıkıp işi göreceksin” dediler. Ben de “peki” dedim, kabul ettim ama o zamana kadar Türkiye gazetesini hiç okumamıştım ama Enver Abi'yi öyle anlattılar ki çok etkilendim. Tabi Allah razı olsun Şuayip Abi'nin yanında on beş gün kadar eğitim aldıktan sonra, önceki kazancımdan daha az paraya, daha zor iş olan, en önemlisi de iyi bir kariyeri bırakıp gazete dağıtımına başladım. Motor veya bisiklet yok. Sırtımda çanta, yaya gazete dağıtmaya başladım. Allah’ım nasip etti Türkiye gazetesinde de müdürlük, koordinatörlük vs. dünya makamlarına da ulaştım. 2009 yılında kalben değil ama bedenen emekli olup ayrıldım.
Dağıtıma başladığımda sürekli Enver Abi'nin ismi geçiyor herkes abi diyor “patron”, “bey” kelimesi yok. Doğrusu ben de çok merak ettim. Bir insan hem patron olup hem de bu kadar nasıl sevilir? Gazetenin tirajı da hızla artıyordu. 1.400.000 üzeri tiraja ulaştığı dönem tabii yeni arkadaşlar da gelmeye başladı. Dağıtım yapan arkadaşlar bayağı fazlalaştı. Bir gün müdürümüz “Enver Abi İzmir’e geliyor” dedi, “Müdürlerle toplantı yapacak”
Yeni gelen altı arkadaş “Biz de görmek istiyoruz” dedik. Müdürümüz Mevlüt Ağabey sağ olsun dedi ki: “O imkânsız, toplantı müdürlerle” dedi ve bize bir yer gösterdi. “Enver Abi arabayla mutlaka buradan geçer burada bekleyin geçerken görürsünüz ama çaktırmadan bakın” dedi.
Altı arkadaşız hiçbirimiz Enver Abi'yi resimleri dışında görmemişiz. Zaten TV yok, sadece TRT var. Daha ilginç olanı kimse de bizi tanımıyor. Biz Karşıyaka Bölgesindeyiz. Orası Çankaya. Biz beklemeye başladık ama gayet doğal hareket ediyoruz. Zaten kalabalık bir caddeden geçecek. Çaktırmadan bakacağız. Biz muhabbete dalmışız biraz da heyecanla bekliyoruz. Yanımıza bir araç geldi yavaşladı “Selamünaleyküm abiler nasılsınız?” dedi. Dönüp baktık Enver Abi ve şoförü. Daha önce dedim ya ne şoförü ne de Enver Abi bizi görmemiş. Biz de ilk defa görüyoruz. Tabii çok şaşırdık. O kadar kalabalıkta bizi nasıl tanıdı ve neden bize “nasılsınız abiler?” diye sordu? Allah Enver Abi'mizin mekânını cennet eylesin. Âmin.
Necati İrgali - Karşıyaka – İzmir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.