Beterin beterini görmüş!..

A -
A +
"10 ay kadar açık cezası olsa da 1 ay kapalıda kalması gerektiği için getirmişler bizim koğuşa...”
 
Kapalı ceza evine gelen 25 yaşındaki Sadullah’ın nasıl cezaevine düştüğünü anlatmaya sıra gelmişti. Tamam, bedensel engelli olan bu Suriyeli Sadullah nasıl olmuştu da cezaevine düşmüştü?..
Bir otobüste arkaya doğru ilerlerken istemsiz hâlde kontrolsüz eli bir kadına değip de kadın “beni taciz etti” diye bağırınca olanlar oluyor.
Türkçe bilmediği için durumunu da anlatamıyor. Özürlü olduğunu ve istemsiz dokunduğunu kimseye izah edemiyor. Kadın anında kendisinden davacı olup şikâyet ediyor. Devlet avukat görevlendiriyor. Rapor gösteriliyor hâkime. Avukat diyor ki: “Sen git işine gücüne, ceza meza almazsın...”
Ama öyle olmuyor. Sadullah’a 2,5 yıl hapis cezası veriliyor. Taciz suç ya, ceza kaçınılmaz. Özürlü olduğu için sadece indirim yapılıyor. 10 ay kadar açık cezası olsa da 1 ay kapalıda kalması gerektiği için getirmişler bizim koğuşa.
Sigara bağımlısı bizim oğlan. Devlet onu da verecek sanıyor. Bir iki dal otlanmakla olmuyor. “Bırak bunu” diyoruz, sıkıştırıyoruz, bırakamıyor. Baktım olmuyor günde 3 tane şartı getiriyoruz. O yine çaktırmadan sayıyı artırıyor ya neyse…
Keyfi yerinde aslında Sadullah'ın. Bayağı da beslendi burada, kilo aldı. Pek takmıyor sanki mahpusluğu. Düşünceli görmedim hiç onu. Kaynaştı milletle hemen. El şakası bile yapıyor Hasan'la Ahmet'le. Biraz canını yakıyorlar ama şikâyeti yok bu durumdan.
Meğer daha beterini görmüş Suriye zindanlarında. Elleri arkadan bağlı, ayaklar bağlı, gözler kapalı. Ara sıra işkence de varmış. Sadece günde bir öğün yemek, o da biraz ekmekle çorbadan ibaretmiş. Bir deri bir kemik kalmış. Ailesi muhalif diye atmışlar zindana. Sonradan özürlü olduğuna dair raporları götürmüş aileden birileri de öyle salmışlar...
Bir ay dediğin ne ki. İşte gidiyor açık cezaevine. Bana çok dua edeceğini söylüyor. Bu sınavı iyi notla geçtim galiba. Bunu diğerleri de onaylıyor.
Cezaevinden çıkınca Başak Mahallesindeki evini bulmaya gittim eşimle. Sora sora buldum... Bahçe kapısından girip kapıyı çaldık. Arapça konuştum kapıdan, “Sadullah’ın sicin refikiyim” (hapishane arkadaşıyım) dedim ama olmadı. Kadın kapıyı açmadı. Maksadım karısıyla oğluna biraz harçlık bırakmaktı. Güven zedelenmiş, korku üstün gelmiş demek ki.
Benden şikâyetçi olma e mi Sadullah "mahkeme-i kübra"da.
         Dr. Osman Uçar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.