“Allah’ım, ona bir şey olmasın...”

A -
A +
“Bir akşam ayaklarımı uzatmış dinlenirken Ahmet koltukta yanımda zıplamaya başladı.”
 
Oğlum Ahmet Numan 3 yaşına yaklaşmıştı. Ben de 2. oğluma 7 aylık hamileydim. Çocuğu o dönemden geçmiş anneler bilirler; inat, sebepsizce ağlamalar, yerinde duramamalar, karşı gelmeler... Fazladan sabır ve dikkat gerektiren ve isteyen bir dönem…
Bir akşam ayaklarımı uzatmış dinlenirken Ahmet koltukta yanımda zıplamaya başladı. Kolumla bacağımla düşmesin diye tutmaya çalışıyordum. Derken koltuğun kenarına çıktı ve ben doğrulup yakalayana kadar kafasını önce öteki koltuğa çarptı sonra da sırtüstü yere düştü.
Hemen koştum kaldırdım. Baktım gözleri kayıyor, açık tutmakta zorlanıyor. Başımdan aşağı kaynar sular boşaldı. Seslendim ağlamaya başladı. Ayağa kalktı, adımını atamadan başını tutarak düştü. Hemen kucakladım. Konuşturmaya çalıştım, sadece ağladı. Sardım sarmaladım. Güçlü olmaya çalıştım ama ah zihnimden geçenler...
Bildiğim duaları okuyor, Allah’ın sevdiği kullarının hürmetine bir kolaylık diliyordum… Ahmet ağlıyor ben çaresizim. Ne olur oğluma bir şey olmasın.
Doğduğu an geldi aklıma. Ağlıyorken bana yaklaştırdıklarında gülümsediği o kısacık an… Hayatımdaki bütün mutlulukları içine alacak kadar mutlu olduğum o an... Ardından içine düştüğüm ve onun varlığına tutunarak çıktığım o dipsiz, simsiyah, yapış yapış depresyon... Aramızdaki her geçen gün güçlenen o bağ... Geceleri bir dakika bile uyumadan geçen ilk yıl. Attığı ilk adımlar, ilk süt dişi, ilk kelimeler...
Evimize kattığı cıvıltı neşe… Uyurken bile özlediğim kıyamadığım gözümden sakındığım... Buraya kadar mı oğlum? Ne olur sana bir şey olmasın. Nasıl tutamadım, nasıl yetişemedim sana? Ne biçim anneyim ben! Sana bir şey olursa dayanamam.
Daha üç yaşında bile değilsin. Ne olur Allah'ım oğlumu koru.
“Dur Nukte güçlü ol. Çocuk zaten korktu. Oğlun için güçlü ol” dedim içimden…
Ahmet bir kez daha ayağa kalkıp yürümeye çalıştı ama yine yığıldı.
Birkaç dakikalık bu şaşkınlık içinde elim ayağıma dolaşmışken kapının çalınmasıyla biraz kendime geldim. Daha doğrusu şoktan kurtulur gibi oldum.
Gelen eşimdi. Ben onu görünce kendimi koyverdim. “Ahmet düştü” deyip başladım ağlamaya.
Garibim olayı mı anlasın, sakin mi kalsın; beni mi teselli etsin ne yapacağını bilemedi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.