"Ölürsem hakkını helal eder misin?"

A -
A +
 “Allah gecinden versin” dedikten sonra ekledim… “Helal olsun, senden değerli mi?”   Daha tamirhaneye adımını atarken uzaktan ortaya “selamün aleyküm” demişti… Sesinden tanımıştım. Bir ay önce arabasının tamirini yaptığımız müşterimizdi. Kendisini uzun zamandan beri tanırdık. Bakım için yukarıya kaldırılmış arabanın altından başını eğip yanımıza geldi… -Hoş geldiniz, dedim. Tam da taze çayı vardı… Buyur gel otur… Bir uyarlama koltuğun önüne konulan ahşap yer masasının etrafındaki tabureden birini çekip oturdu. Biraz mahcup idi… Kendisine ikram edilen çayı karıştırdı… Bir yudum aldı… Göz göze geldik… -Usta, dedi… Doğrusunu söylemek gerekirse piyasaya olan bütün borçlarımı kapattım. -E maşallah hayırlı olsun… -Bir sana olan tamir borcum kaldı… -Canın sağ olsun… -Nasip olursa onu da sana haftaya ödeyeceğim… -Sözü mü olur… Nasıl istersen… Durdu… Şöyle bir yutkundu… Söyleyip söylememekte kararsız gibi kaldı… Ama belli ki söylemek için gelmişti: -Usta sana niçin geldim biliyor musun? Eğer bu borcu haftaya kadar ödemeden vefat edersem hakkını helal etmeni istiyorum… Güldüm kendisine… “Allah gecinden versin” dedikten sonra ekledim… “Helal olsun senden değerli mi? Hem böyle sözler söylemene gerek yok… Biz artık seninle müşteri değil dostuz… -Ne demişler ustam, dünya ölümlü gün akşamlı… Neme lazım… Çayımızı yudumladık… Hâl hatır sorduk… Kendisini yolcu ettik, işlerimize kaldığımız yerden devam ettik… Şimdiye kadar nice insanda kalmıştı bu şekilde paramız… Kimseye de “getir şu paranı öde!” dememişizdir… Çünkü zaten ikili münasebetlerimiz belirli bir seviyeye gelen kimselerle olur böyle. O zaman da arayıp “paramı getir” demek bize yakışmaz… Genelde de bu insanlar getirir parasını...  Neyse bu konuşmayı çoktan unutup gitmiştik. Günde kaç kişi gelip gidiyordu tamir atölyemize… Bu konuşmanın üzerinden kaç gün geçtiğini de hatırlamıyorum… Çok geçmedi, belki iki gün belki güç gün… Bir de duyduk ki bize gelen bu arkadaş vefat etmiş… İster istemez o gün bize gelip helallik alması hatırıma geldi… Bir tuhaf oldum doğrusu... Ardından "Allah rahmet etsin" dedik.  Birkaç gün sonra ise kardeşi çıkıp geldi… Dedi ki: “Ağabeyimin size şu kadar borcu varmış. Buyurun alın...” -Biz onu helal ettik kendisine, dediysek de kardeşi o parayı ısrarla verdi… Mekânı Cennet olsun… Allah herkese böyle kardeş nasip etsin...           Hasan Usta-Güngören
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.