Espri bile yapmışlardı...

A -
A +
"Şimdi sevdiklerine ve anlattığın nimetlere kavuştun. Afiyet olsun Bülend abi...”   Rahmetli Bülend Gençer Abi'nin Bağlum’a yaptığı son ziyareti ve orada yaptığı konuşmayı anlatmaya devam ediyorum: Ankara’ya 15 gün önce geldiler. “Bu sefer burada çok uzun kalacağız” dediler. Bu sözleri beni çok üzdü, “acaba Bülend Abiye bir şey mi olacak?” diye aklıma geldi. 15 gün boyunca o hasta hâlleriyle büyüklerin bir arzusunu yerine getirmek için Bursa ile Ankara arasında mekik dokudular. Burada 2 gün hastanede yattılar. O zaman içinde aradığımda kontrol için yattıklarını söylediler. Hatta “arabalara periyodik bakım yapıldığı gibi biz de periyodik bakım yaptırıyoruz” diye espri yapıp güldüler. Hizmetler aksamasın diye, hastalıklarını dahi hizmet aşkından belli etmediler. Hastaneden çıktığı gün sabah namazından sonra tekrar Bursa’ya gittiler ve aynı gün döndüler. 22 Ağustos 2020 Cumartesi günü Bağlum’dan İstanbul’a hareket ettiler. 24 Ağustos tarihinde İstanbul’da, açılışına büyük emeği olan Türkiye Hastanesi’ne yatırıldılar. 2 gün normalde, 10 gün de yoğun bakımda yattı. 4 Eylül 2020 tarihinde mübarek cuma gününü, cumartesiye bağlayan gece saat 21.00 yatsı namazını kılarken vefat haberini aldık. Vefat haberi gelince gözyaşlarımı tutamadım... Hemen İstanbul’a cenazeye gitmeye karar verdim. İstanbul ile irtibat kurdum, büyüklerimizin; pandemiden dolayı sınırlı sayıda katılım olacağını bildirmeleri bizim de buradan dua etmemizi istemeleri üzerine, söz dinleyerek cenazeye katılamadık. Bülend Abi'ye bulunduğumuz yerden hem dua ettik, hem de sabaha kadar da ailecek ağladık... Güle güle Bülend abi; şimdi sevdiklerine ve anlattığın nimetlere kavuştun. Nimetler şimdi sana afiyet olsun. Hizmetleri kendine dert eden 16 yaşından beri büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendiyi (kuddîse sirrûh) tanıyan ve talebesi olan; bizlere hep "yalnız iki şeyin çaresi yok bunlar da ölüm ve ihtiyarlık” diyen kıymetli Bülend Abi ile tam 12 sene beraber çalıştık... Üzülmemesi için elimden geleni yapmaya çalışsam da hızına yetişemedim. Bülend Abi'de gece gündüz ve mesai mefhumu yoktu. İş biterdi mesai biterdi. “Biz de dinleneceğiz, dinleneceğiz, nerede dinleneceğiz biliyor musunuz? Teneşir tahtasında dinleneceğiz” derdi. En zor ve sıkıntılı işleri yapardı, yaptırırdı. Netice almadan işin peşini bırakmazdı... Allahü teâlâ bütün büyüklerimize ve Bülend Abimize gani gani rahmet eylesin.         Sabri Demirci-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.