Ah bu koordinasyon aksaklığı…

A -
A +
“Yasa dışı bir şey yapmıyorduk. Biz Uludağ'da bir faaliyet yapacak ve kendi inisiyatifimizi kullanacaktık.”
 
17 Aralık Salı günü, Uludağ’da 1 Aralık 2019’da kaybolan iki dağcının önceden arama yapılan ve yeni yapılacak bölgenin fotoğrafını internetten çıkarttım. Arama planını, gerekli malzeme listesini ekleyerek AFAD görevlisi Ahmet Taşdelen'e "Değerlendirmeniz dileğiyle, iyi çalışmalar" diyerek WhatsApp'tan gönderdim.
Öğleden sonra ICT İstanbul Kanyon Ekibinden Erdal Yalçın, Ahmet Taşdelen Bey ile görüşmesini aktardı. Konuşmalarından bir şey anlamamış. Ben planı ona da gönderince “biz varız” dedi.
Biz yarın sabah aramaya niyetlenirken bir türlü geri dönüş olmuyordu. Zaman ilerliyordu, AFAD'dan bir dönüş yoktu. Sabah 04.00'te kalkmayı planladığım için erken yatmam gerekiyordu. Ahmet Taşdelen'e mesaj yazdım dönüş olmadı. Sabah telefon görüşmesinde öğrendim ki müdür bey planı vali beye 7-8 saatlik bir süreç olarak aktarınca vali bey “tehlikeli olur” diyerek onay vermemiş. Hâlbuki bu kadar sürmezdi. Neyse operasyon iptal edildi. Ahmet Bey'e "bu insanlar buradan başka yerde olamaz” deyince “Drone'larla da dere içinin tarandığını” söyledi. “Olsa zaten görürdük” demeye getirdi.
Bu konuşmadan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmıştı. Ne de olsa amirleri, üstleri kararlarını vermişlerdi. Vadiye giriş izni yoktu. Telefonu kapattım. İstanbul'dan Erdal'ı aradım.
-Benim kararım girmekten yana.
On beş dakika sonra Erdal geri döndü:
-Tamam, abi biz geliyoruz, dedi.
18 Aralık 2020 Çarşamba. Gece saat 03.45'te kalktım. İstanbul’dan gelen ekiple iletişim hâlinde hazırlıklarımı yapıyorum. Buluşma, hazırlık ve hareket noktası olarak Duaçınar, DSİ Bölge Müdürlüğü önünü seçtim. Araçlarımızı burada park edecek ve minibüsle Uludağ'a gideceğiz.
Duaçınarı’nda buluştuk. Sabahın erken saati ama insan trafiği var. Meraklılar asfaltın üzerine yayılmış onca malzemeyi görünce yanımıza gelip “ne yapıyor bu insanlar?” diye anlamaya çalışıyorlar.
-Arkadaşlar gereksiz yük yapmayalım. Bütün gün sırtımızda taşımak zorundayız.
Dağcılar gibi yükümüzü sırtımızda taşıyacaktık. Kanyon çantaları su geçirmez özelliği olan ama uzun süre sırtta taşınması çok uygun olmayan çantalardı.
Uludağ Oteller Bölgesi'ne geldiğimizde saat 08.40'ı gösteriyordu. AFAD yöneticilerinden Ahmet Bey'den 4x4 araç istememiz sonuçsuz kalmıştı.
Çantalarımızı sırtlanarak saat 09.10'da Çardakseki Tepe sırtında 2067 rakımlı tepeye hareket ettik... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.