Asıl macera şimdi başlıyor...

A -
A +

 

“Hastabakıcımız Hasan Efendiyi çağırıp müteveffayı morga götürülmesini söyledim”   Doktor arkadaş, ihtisas yaptığı hastanede saat 16.00 sularında rutin gece nöbetlerinden birisine başlar. Bu saatten önce izinlidir. Tabii ilk iş, serviste ne olup bittiğini anlamak için hasta dosyalarına bakmaya başlar. Bu sırada yanına bir bey yaklaşır. “Hocam” der, “Babam 414 no.lu odada yatıyor. Onu ziyarete geldim. Çok şükür durumu iyi fakat yanında yatan hasta dikkatimi çekti. -Yani? -Sürekli camdan dışarıya bakıyor. -Olabilir, belki canı sıkılmıştır. Hasta bu nihayetinde… Gerçekten de hastane şehre biraz uzak ve tepede bir yerdedir… Hastaneden şehre bakıldığında şehir kuşbakışı seyredecek derecede ayaklar altındadır… Hele gece manzara muhteşemdir. Bu bey gider ama aradan 15-20 dakika ya geçer ya geçmez tekrar gelir. Bu sefer daha bir ısrarcı ve de tedirgindir: -Hocam lütfen şu hastaya bir bakın. Sürekli dışarıya bakıyor. Refakatçi olduğunu söyleyen adam yine ısrar edince doktor arkadaş la havle çekerek söylenen odaya gider… 414 no.lu oda 3 kişiliktir. Girişte o beyefendinin babası yatmaktadır. Ortadaki yatak boştur. Cam tarafındaki üçüncü yatak da o camdan dışarı bakan adamın yatağıdır. Doktor odaya gelir ve söylenen hastaya bakar. Hasta karyolada oturur vaziyette uzanmış dışarıya bakmaktadır… İçeri girer girmez selam verir doktor. Beyefendinin babası doktorun selamını alır ama cam kenarında oturan hastadan hiç ses çıkmaz. Yanına yaklaşır… Hasta, gözleri açık dışarıyı seyretmektedir… Dikkatini çekmek üzere elini kaldırıp “bay bay” yapar gibi sallar… Ama adamın gözleri hareketsizdir… Gözlerinin oynamadığını fark edince doktor refleksiyle hastanın nabzına bakar… Bundan sonrasını doktordan dinleyelim: “Eyvah hastanın nabzı da yoktu… Hemen stetoskopla kalbini dinledim. Maalesef vefat etmişti. Hemen hastabakıcımız Hasan Efendiyi çağırdım. Müteveffayı aşağı morga götürmelerini söyledim. Ben odadan çıktım. Buraya kadar her şey anlaşılır kabul edilebilir değil mi? Asıl macera bundan sonra başlıyor… Aradan birkaç dakika geçmişti… Müteveffayı morga götürmesi gereken Hasan Efendi telaşlı bir şekilde odama geldi… -Hocam önemli bir problem var? -Nasıl yani? -Büyük bir problem Hocam… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.