Unutulmayan köz küreği!..

A -
A +
“Komşusu taşınırken, o aylar önce kaybettiği köz küreğini bulmanın(!) heyecanını mı yaşıyormuş?”
 
“Onu hiç unutamıyorum ve üzülüyorum” deyince şaşırdım.
Neydi mesele? Sadece bir kömür tavası mıydı? Köz küreği de dediğimiz hani…
-Hayır, dedi… Kömür tavası değil… Kendisini büyük bildiğimiz değer verdiğimiz bir komşumuzun bize reva gördüğü tavır…
Dedim, “hele şunu baştan anlat bir… Nedir konu ben de bileyim.”
Anlatınca şaştım kaldım… Yıllar önceydi… Herkesin dairesi evi arabası olmadığı dönemler… Apartmanda daire sahibi arabalı komşumuz, bir gün bizi pikniğe götürmek için davet etmişti... Biz de çocuklarla birlikte pikniğe gitmiştik onlarla. Hatırlıyorum o pikniği… Her ne kadar piknikte bile tutuk davransak da fena geçmemişti. Hatta közde patates mi patlıcan mı ne bile vardı? Hayal meyal hatırlıyorum…
Sonra akşam olmuş toparlanmaya başlamışız… Binmişiz yine arabalarına, apartmana kadar gelmişiz… Eh biz teşekkür etmiş onlar da “ne demek lafı mı olur?” şeklinde cevap vermişlerdir herhâlde… Buraya kadar her şey normal… Ama bundan sonrası enteresan…
O mülk sahibi biz kiracıyız… Bir sene sonra mı ne taşınmamız gerekmiş… Biz taşınırken eşyamız bir kamyonet ancak etmiş…  Eşyalarımız yüklenirken insanın içine bir gariplik çöküyor… Kolay değil, alıştığın yerden alışmadığın bir yere gidiyorsun… Komşuların kalıyor, arkadaşlıklar kalıyor geride…
Biz bu garip duyguyla eşyamızı yüklerken gerçekleşmiş o unutulmayan kömür tavası konusu…
Hani bizi aylar önce pikniğe götüren komşumuz var ya… İşte eşyalar yüklenirken gelmiş kamyonetin başına… Ne demiş? “Bu köz küreği bizimdi” demiş…
-Nasıl yani? Güle güle komşu, Allah yeni yerde huzur mutluluk versin filan değil yani…
Hayır hayır… Köz küreğini çekip almış koskoca adam… Sonra gerekçesini söylemiş: “Hani sizi filan gün pikniğe götürmüştük ya… Orada kaybolan köz küreği…”
Yani koskoca komşu, evden taşınan komşusuna usulen de olsa bir “güle güle” demek yerine eşyalarını takip edip köz küreğini görünce de aylar önce piknikte kaybettiğini, daha doğrusu bizim çocukların aldığını zannettiği köz küreğini görünce aşağı inip onu alıyor… Kararlı bir şekilde elinde köz küreği ile de dairesine gidiyor… Üstelik o köz küreği aslında bizim olmasına rağmen… Ne hassas komşuymuş değil mi? Ne kalmış aklında?
Ve o gün tesadüfen o apartman ve o komşuluğumuzun adı geçince unutulmayan üzüntü kalmış yürekte… Ne diyeyim bana acı bir tebessüm ve susmak kaldı...
             Ali Kemal Cerbe-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.