Babam pişman olmuş ama...

A -
A +
“Babam fakirlik sebebiyle “zaten zor bakıyorum, hiç olmazsa çocuğuma iyi bakılır” diye düşünmüş.
 
Bu fâni dünyada ben de çok acılar çektim. Hepsini tek tek anlatsam sayfalar yetmez, diyerek başladı hatırasına Fatma Ablamız… Ondan dinlediklerimi onun da çok sevdiği gazetemize göndermek, okuyucularımızla paylaşmak istedim… Diyordu ki ablamız; “Gazetemizin bu Hayatım Roman köşesinde zaman zaman yaşanmış ibretlik hayat hikâyeleri tahmin ediyorum ki çoğu okuyucu gibi benim de şükretmeme sebep olmakta... Bu yüzden çok faydalı bir iş olduğunu gördüğümden ben de hayatımdan kısaca bahsetmek ihtiyacı hissettim..."
Efendim ben Konya’nın Bozkır ilçesinde 1950 yılında dünyaya geldim. Yedi çocuklu fakir bir ailenin çocuğuyum. Babam Konya’da bir benzin istasyonu işleten zengin bir şahsın yanında işçi olarak çalışıyordu. O zamanlar köyümüz çok fakirdi. İnsanlar birçok şeye muhtaçtı…
Ben daha iki üç yaşında iken bir gün babam beni güzelce giydirdi, saçlarımı taradı, bindik bir kamyona… O devirde öyle her yerde otobüs filan yok. Konya’da bir aileye götürüp bıraktı… Meğer babamın çalıştığı benzin istasyonu sahibi olan adam babama demiş ki: “Benim iki kızım var, isterdim ki üç kızım olsun. Sevgili Peygamberimizin bu konuda ümmetine de müjdesi var. Eğer senin kız çocuğun varsa ver bana ben büyüteyim onu...”
Babam da fakirlik sebebiyle “zaten zor bakıyorum, hiç olmazsa çocuğuma iyi bakılır, büyüyünce de kızımı geri alırım” düşüncesiyle bu zengin adamın teklifini kabul etmiş... İşte bu sebeple beni, daha o yaşta bilmediğim tanımadığım bir ailenin içine bıraktı babam...
Kaldığım ev gerçekten çok varlıklı bir aileye aitti. Yediğimiz içtiğimiz her şey boldu. Babamın evindeki hâlimle kıyaslanamayacak derecede rahattım.
Elbette ilk zamanlar babam gelip beni alacak diye her an beklenti içinde idim. Bazen ağladığım günler oldu… Ama öyle böyle büyüdükçe bulunduğum mekâna alışmıştım. Daha sonraları hasretlik duygularını yitirdim.
Zaten babam belirli zamanlarda beni görmek için gelmişse de çeşitli bahanelerle beni babama göstermemişler. Bu durum benim içine kapanık bir ruh hâli yaşamama sebep oldu. Kendimi sürekli Rabbime yalvarır hâlde teselli etmeye çalıştım...
Seneler böyle devam etti. Bir gün o ailede beraber büyüdüğüm kız kardeşimin bir arkadaşı, Ankara’da yaşayan bir akrabası için beni uygun görmüş. Benim için görücü gelmeyi teklif etmiş. Ben istemedimse de “sen karışma” diyerek itirazımı reddettiler... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.