“Hayır anne, veremem!”

A -
A +
 “Hangi insan annesinin böyle bir arzusunu yerine getirmez ki? Ama eniştemin cevabı çok şaşırttı!..”
 
Güzel bir yaz akşamıydı… Evimize gelen misafirlerimizle akşamın mutluluğunu tadıyorduk. O yıllarda korona filan ne gezer… Ailelerin; çoluk çocuk hep bir arada oturup konuşabildiği yıllardı… Arada mahremiyet olunca elbette güzel bir akşam güzel bir sofra ardından güzel bir sohbet başlıyordu… Gelsin hatıralar, anmalar, yâd etmeler…
Misafirlerimizin arasında eski Osmanlı kadını dedikleri bir hanımefendi de vardı. Eniştemin annesiydi… O akşam ablamlar da bize uğrayacaklardı… Yani bu muhterem kadının gelini benim ablam oluyordu… Nihayet beklediğimiz gibi onlar da geldiler…
Bu arada eniştemin elinde minik bir paket vardı. Acaba gelirken bize hediye mi getirmişti? Hayır, meğer kendi evine aldığı bir paketmiş… Yarım kiloluk bir zeytin paketi… Annesi, zeytini görünce birden canı çekmiş… Anne olmanın verdiği rahatlıkla oğluna poşeti açtırıp tadına baktı. Bir iki tane aldıktan sonra da dedi ki:
-Çok güzel bir zeytinmiş bu. Oğlum sen aldığın yerden yine alırsın. Bu zeytini bana bırak olur mu?
Normalde hangi insan annesinin böyle bir arzusunu yerine getirmez ki? Ama eniştemin verdiği cevap hepimizi şaşırttı!
-Sen ne diyorsun anne? Ben bu zeytini alabilmek için kuyrukta ne kadar bekledim biliyor musun? Emekli maaşın var zaten istediğin yerden alırsın…
Bu emekli maaşı da her evladın gözünün düştüğü bir servet(!) Ne enteresandır, emeklilerin maaşına önce evlatları göz dikiyor arkadaş…
Neyse bu cevap üzerine annesinin yüzü kıpkırmızı oldu. Mahcubiyetten alnında ter damlacıkları birikti. Biz ise o cevap üzerine yerin dibine girdik… Fakat laf ağızdan çıkmıştı ve ana oğulun arasına girmek bize düşmezdi…
Annesi ağzını kapatıp bir kelime dahi etmedi. Oğlu da hiçbir şey olmamış gibi oturdu. Yemeğini yedi, çayını kahvesini içti, muhabbetini yaptı… Futboldan konuştu oradan buradan derken hiçbir şey olmamış gibi misafirliğini tamamlayıp ayağa kalktı…
Giderken belki annesine “şaka yaptım anne, lafı mı olur. Al zeytini bıraktım” diyecek sandım ama hayır hiç oralı olmadı… O kadıncağızın gözü düşüp vermediği o yarım kilo zeytin poşetini alarak evden ayrıldı.
Annesinin kalbinin paramparça olduğu belli oluyordu ama kime ne diyeceksiniz… Oğlunu ardından savuştururken de bir şey demedi kadıncağız… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.