Öğretmen yalan söyler mi?

A -
A +
“Gönül kapısını öğrencisine kapatan öğretmenin bilgileri taş üzerine ekilmiş tohuma benzer...”   Bir bayan öğretmene “disiplin cezası” teklifi getirilmişti. Teftiş Kurulu Başkanı, müfettişlerin tamamlayıp daireye teslim ettiği “Soruşturma Dosyaları”nda; herhangi bir eksikliğin olup olmadığını kontrol ediyordu. Bayan öğretmenin işlediği fiil, “öğrenci dövmek”ti. Dosyanın ekinde, öğretmenin sicil raporu da vardı. Notları çok yüksekti, birçok ödülü de vardı. Başkan, böylesine başarılı, örnek bir öğretmenin öğrencisini dövebileceğine ihtimal veremedi. “Acaba, dosyada hata mı yapıldı?” diye, dosyayı hazırlayan müfettişin aldığı ifadeleri okumak istedi. İlk önce öğretmenin verdiği ifadeyi okudu. Fakat okudukları karşısında hayretler içinde kaldı. Görmeyi umduğu, “ben öğrenci dövmedim” ibaresi yerine, “evet sinirlerime hâkim olamadığım için öğrencime istemesem de hafifçe tokat attım” diye bir ifade vermişti öğretmen. Şahitlerin ifadelerini okumaya gerek kalmamıştı artık. Zaten zanlı, itiraf etmişti kusurunu. Fakat çok ilginç bir yaklaşımdı bu. Şimdiye kadar işlediği kusuru böylesine gönül rahatlığı ile söyleyenine pek rastlamamıştı doğrusu. Teklif edilen ceza işleme konulmadan önce ilgili öğretmeni tanımak istedi. Doğrusu, bir de olup bitenleri onun ağzından duymak istemişti. Büro memuru, ilgili öğretmenin görev yaptığı okulu arayıp öğretmenin teftiş makamına gelmesini söyledi. Ertesi gün öğretmenin geldiğini bildirdiler. Başkan, makam odasına davet ederek konuyu kendisine açtı. Olayı kısaca anlatmasını istedi. Öğretmen önce, kendisine göre çok basit gördüğü bir konu için, buralara kadar çağrılmasına, olayın öğrenciler ve öğretmenler arasında duyulmasına çok üzüldüğünü ifade etti. Öğrencisini, küfrettiği için birkaç kez uyardığını, buna rağmen tekrarladığı için sinirlenerek hafifçe yüzüne eliyle vurduğunu, fakat yaptıklarından da vicdan azabı çektiğini dile getirdi. Daha sonra da o öğrenciyi çağırarak gönlünü aldığını söyledi. Konu, zaten dosyada bu şekilde açıklanmıştı. Teftiş Kurulu Başkanı, “üzülsen de, işlediğin bu fiilden ötürü, maalesef ceza alacaksın” dedi. Öğretmen, ceza alacağını duyduğunda hüzünlendi, az sonra da ağlamaya başladı. “Böyle basit bir olay için neden cezalandırılıyorum, anlayamıyorum” diye tepkide bulundu. Başkan da, “kendin ifadenle itirafta bulunmuşsun, kusurunu kabul etmişsin” diye cevap verdi. Bunun üzerine, öğretmenden hiç beklenmeyen, manidar ve düşündürücü bir cevap aldı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.