Asıl sebebi söyleyemedim...

A -
A +
“Komşu çocukların kitaplarını alıyor, bir defteri üçe bölüp üç ders defteri yapıyorduk.”
 
Okumak ve yazmak… Bunları zamanında yapmadım ya da yapamadım. Çocuktum, aklımda önce oyun, sonra televizyon vardı.
Biraz büyümeye başladım, yaşım oldu dokuz ya da on. Kimine göre hâlen çocuk, kimine göre büyümüştüm artık; önceliğim değişmişti.
Sokakta oyun oynamayı bırakmış kendime iş bulmuştum. Babam ya da annem bilmiyordu, işe gittiğimi. Haberleri yoktu.
Okuldan gelince öğlenden sonra gidiyordum, annem beni her zamanki gibi sokakta oyun peşinde sanıyordu.
Akşam oyundan gelirmiş gibi eve geliyordum. Dersleri tabii ki de yapmamış oluyordum. Ödevlerin birazını ağlaya sızlaya ben birazını da zavallı abim yapıyordu... Ta ki hafta sonu olup haftalığımızı alana kadar kimse bilmedi çalıştığımı. İlk haftalığımı almıştım ama ilk kazandığım para değildi. Daha önceleri de pazarlarda elimde su bidonu ile bardak bardak su satardım pazarcılara. Bu bir hafta boyu düzenli gittiğim ve düzenli aldığım haftalıktı.
Alıp babama getirmiştim parayı, babam ve evdekiler çok şaşırmıştı.
Anlattım her şeyi artık… Babam birden sert bakmaya başladı. Aslında çocuklarını çok severdi ama birden öfkelendi:
“Hayır, olmaz. Çalışamazsın, sen daha çocuksun; okuyacaksın, okumalısın!”
Ama ben okumak istemiyordum. Çalışmak istiyordum, geçerli sebeplerim vardı. Çocuk aklımla okumak istemediğimi söyledim. Babam bir daha “olmaz!” diye kesin konuştu ama kararlıydım, okumak istemiyordum.
İlkokul bitene kadar hem okudum hem çalıştım ama maalesef okul hep arka planda kaldı.
Sınıf öğretmenim okulda birkaç öğrenci dışında kimseyle ilgilenmiyordu. Bu da okuldan soğumamın başka bir sebebi olsa gerek.
Ama asıl sebep parasızlık... Ders kitaplarımı bile zor alabiliyorduk. Bazen komşu çocukların eski kitaplarını alıyorduk. Bir defteri üçe bölüp üç ders defteri yapıyorduk. Ön tarafı matematik oluyorsa arkası Türkçe, ortası sosyal bilgiler oluyordu maalesef.
Olmadı… Okul bana, ben okula uymadım. İlkokul beşe kadar okudum. Sonraki yıllarımda hayatımda okul yoktu. En azından öyle düşünüyordum.
Babam geldi bir gün, dedi ki: 
“Kalk, hazırlan.”
“Nereye baba?”
“Gel benimle, seni ortaokula kaydettirmeye gidiyoruz.”
“Olmaz, ben okumak istemiyorum!”
“Neden istemiyorsun?” dedi babam o güzel, sevecen sesiyle. Sustum, sadece “Okumayacağım” diyebildim. İçimde fırtınalar kopsa da başka bir şey diyemedim. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.