"Sen de kimsin kardeşim?.."

A -
A +
“Kantar binasında çalışanlar benim hâlime hem imrenmiş hem de doğrusu acımışlardı...”
 
 
İlköğretim müfettişi olabilmek için yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Tüfekliler ve binadan çıkanlar beni kuşku ile süzmeye başladılar. Sonra da “Sen kimsin kardeşim bu gece vakti buralarda ne arıyorsun?” dediler.
Yanlış anlaşıldığımı anlamıştım. Gece vakti takım elbiseli, kravatlı, elinde bir bavul ile kim gezer ki? Adamlar kuşkularında haklıydı.
“İsterseniz içeriye geçelim ayaklarımın bağı çözüldü korkudan ve yorgunluktan. Size kendimi tanıtayım” dedim.
Onların kararını beklemeden de içeri girdim. Onlar da arkamdan geldiler. Sandalyeye oturduktan sonra, “Ben falan köyde okul müdürüyüm” deyip durumu kısadan anlatıp kimliğimi çıkararak gösterdim. Hepsi birden “ooohhh” çekti.
Şaşırdım “ne oldu?” dedim.
Hocam sizi esrar kaçakçısı sanmıştık. Az kalsın vuracaktık. Rahatlamamız ondan” dediler.
Bina da pancar tartım kantarı binasıymış meğer. Tüfekliler de koyun çobanı. O mevsimde tarlalardaki pancar yapraklarını koyunlarına yediriyorlarmış. Beni bavulla bu hâlde görünce afyon kaçakçısı sanmışlar.
Neyse ortam yumuşamıştı. Çobanlar çok özürler diledi. Köyden tanıdık isimler söylediler, “biz de yakın köydeniz” dediler. Kantar binasında çalışanlar hâlime hem imrenmiş hem de doğrusu acımışlardı. Okuma sevdası bu çektiklerine değer mi hocam? Neredeyse hayatından olacaktın...” gibi konuşmalar oldu.
Biraz dinlendikten sonra ”bana müsaade artık yavaş yavaş yola çıkayım belki arkadan gelen araç olur” dedim. Şef olduğunu söyleyen bir çalışan hemen atıldı.
“Hocam biz o işi çözdük. Seni bu karanlıkta böyle bırakmayız. Bizim pikap var. Onunla seni evine bırakırız” dedi.
Sevinmeme rağmen “zahmet vermeyeyim size” dedim. “Olur mu hiç? Sen bu vatanın değerli bir öğretmenisin. Size yardım etmek bizim görevimiz. Hiç zahmet olmaz” diyerek aracı çalıştırdılar. Bavulu arkaya atarak şoförün yanına oturdum. Arkada kalanlara teşekkür ederken yüreğim büyüdü. Nedense ağlamak geldi boğazıma düğümlendi, gözlerim yaşardı ister istemez. Bir sürü meşakkat, heyecan, yorgunluk, korku yaşamıştım. Fakat şimdi iyi insanlar sayesinde huzurlu ve mutluydum...
Köye az sonra vardık. Beni evime bırakan şoföre de yürekten teşekkür ettim. Şimdi ikinci sürpriz zamanıydı. Kapıyı çalınca şaşırma sırası evdekilerde yaşanacaktı. Derin bir nefes alarak kapıyı tıklattım. Nitekim de öyle oldu...
          Seyfettin Karamızrak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.