Hepsi kızım içindi...

A -
A +
“Meğer eşi alkol alıyormuş, öfke topu biriymiş, en ufak bir aksilikte şiddete başvuruyormuş!..”   17 sene boyunca evimde yılan beslemişim de haberim yokmuş!.. 14 sene, bir devlet kuruluşunda çalıştım. Çok sevdiğim eşimi ve üvey kızımı dar gelirime rağmen yemedim yedirdim, giymedim giydirdim... Hayatım borç ve taksit ödemekle geçti. Üvey kızım, annesiyle evlendiğimiz zaman on yaşındaydı. Başka çocuğumuz olmadığı için, bütün sevgimizi ona vermiştik. Bir dediğini iki etmiyorduk. O da bizim sözümüzden çıkmayan, içine kapanık çok duygusal bir çocuktu... Öz babası, annesiyle birlikte onu sokağa atmıştı. Onlara, kötü günlerini unutturmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Emeklerimin boşa çıkacağını hiç tahmin etmemiştim. 12 yaşına geldiğinde çocukluk arkadaşımın yanına dikiş öğrensin diye gönderdim. Çocuk elbisesi dikiyorlardı. Kızım 18 yaşına geldiğinde dünürler de gelmeye başlamıştı. Ama bize göre dinine ahlakına bağlı bir kısmet olmalıydı... Bir gün İzmir'den baldızım gelerek kızımı oğluna istedi. Eşime sordum, o da “iyi biri” dedi. Teyzesi öyle deyince kabul ettik... Ve kızım teyzesinin oğluyla evlendi... Aradan birkaç ay geçtiğinde gördüm ki, kızım daha da içine kapanmıştı. Bir gün hâlini hatırını sordum. Meğer kocası alkol alıyormuş, öfke topu biriymiş, en ufak bir aksilikte şiddete başvuruyormuş. Beynimden vurulmuşa döndüm. Damadı çağırdım yanıma sebebini sordum, konuştum. Sanki ağaca konuşuyormuşum gibi yere bakıyor, cevap vermiyordu. Hırsımı alamayıp, onur kırıcı sözler de söyledim. Yine cevap vermedi... Böyle bir evlilik nasıl devam edebilirdi ki... Neticede bu evlilik birinci yılında bitti... Kızımız yanımıza döndü fakat kanadı kırık, yaralı bir kuş olarak... Onun bu hâli beni daha da üzüyordu. Ona dertlerini unutturmak için elimizden ne gelirse yapıyorduk... Ayrılalı üç yıl olmuştu. Bir gün benden "çalışmak istiyorum” diye izin istedi. Ben ise insanlara güvenemiyordum. Bizim tek arzumuz yeniden namuslu, şerefli, dinini diyanetini bilen biriyle mutlu bir yuva kurmasıydı.  Ama o ısrarla çalışmak istedi annesi de “ben kızıma güveniyorum, bize lâf getirecek bir şey yapmaz” deyince evimize yakın bir hazır giyim atölyesine makineci eleman olarak verdim. Eşim de “çalışsın belki kısmeti açılır” diye moral vermişti. Hep huzur ve mutluluğu için dua ediyordum. Üvey olmasına rağmen ben onu öz kızım gibi görüyor bir babanın, öz evlâdına şefkat ve merhameti nasılsa, öyle davranıyordum... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.