Haksızlığa uğrayan canlılar...

A -
A +
“Çocuğunun ölümüne sevinen ve bu sebeple doktorun azarladığı anne bile vardı...”
 
Yıllar öncesinden beri içimi kemiren konulardan bir tanesi de haksızlığa uğrayan canlıların durumuydu. Kırk yıldır, görevim gereği cuma ve bayram namazlarını kıldırırken önceleri cemaati deneme amacıyla kısa olarak yaptığım haksızlığa uğrayan canlılarla ilgi dualarımı, Durupınar Köyü (Devrek-Zonguldak) Camii’nde 2021 yılı Kurban Bayramı Hutbesinde uzun şekliyle yaptım.
Hutbelerimde ve diğer konuşmalarımda cemaati gözlemlerim... Bayram günü yaptığım bu duadan memnun kalınıp-kalınmadığını hutbeden gözlemledim. Memnuniyetini birbirine göz, el ve baş işaretleriyle gösterenler oldu. 25 Kasım 2021 tarihli Türkiye gazetesinde Vehbi Tülek’in kaleme aldığı yazıyı okuyunca konu ile ilgili hüznüm tarifi imkânsız sevince dönüştü. Araştırıp yazıyı yazmasından dolayı özel teşekkürlerimi sunarım. Diyordu ki yazıda:
“Ehl-i sünnet itikadına göre cehennemde kâfirlerden başkası temelli kalmayacaktır.”
Haksızlığa uğrayan canlılar için nasıl acımazsınız? Kendi çevrem başta olmak üzere ülkemizin bazı yerlerinde doğacak olan ve doğan kız çocukları; kürtajla (kanuni süreç geçse de) ve doğum sonrası bakılmama, bakımsızlık nedeniyle yok edilmeye ve ölüme maruz bırakılmıştır yıllar yılı. Sadece iki örnek vereyim; 1983 yılında 15 günlük hasta kız çocuğuna dua edip okumam istenmiş ve haberci bir çocuk gönderilmişti. Hemen evimden kalkıp çağrılan yere hareket ettim. Köyün ileri gelen kadınlarından birisi benim dua için çağırıldığımı duyunca evdeki insanların içinden çıkarak dış kapıya gelmiş ve bana şöyle seslenmişti:
“Senin okuyacağın kim biliyor musun Hoca? Bir kız çocuğu! Neye yarayacakmış, ölsün gitsin!..”
Ve bu kız çocuğu ilgilenilmediği bakılmadığı için bir iki gün içinde can vermişti. Ama aynı evde zaman içerisinde bir erkek çocuğu doğdu. Hasta olduğunda tedavi ettirmek için Zonguldak kâfi görülmedi, Ankara’da tedavi ettirildi. 2 yaşında hastanede ölen kız çocuğunun ölümüne sevinen ve bu saçma sevinç sebebiyle doktor tarafından azarlanan anne bile biliyoruz...
Hatta ülkemizin değişik yerlerinde doğan bazı hayvanların dişi yavruları suya atılarak, başına vurularak çeşitli şekillerde itlaf ediliyordu. Hiçbir canlıya eziyet edilemez. Hiçbir şekilde cinsiyet ayırımı yapılamaz konusunu; şükür artık insanlarımızın büyük çoğunluğu anlamış idrak etmiş durumda...
       Bayram Ören-Devrek/Zonguldak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.