Uzun saçlı kumral genç

A -
A +
 “Mevtanın elindeki afişler sağa sola savrulmuş, üzeri de bir gazeteyle örtülmüştü...”
 
70'li yılların sonuydu. Her yıl olduğu gibi o yıl da senelik iznimizi geçirmek üzere memleketimiz Bursa’ya tatile gelmiştik. Ben henüz ilkokul çağında bir çocuktum ve arabayla gezmesini çok sevdiğim için babam beni, Kapalı Çarşı'ya bir iş için giderken yanına almıştı. Babam direksiyondaydı. Ben ise arka koltuğun üzerinde dizlerimin üzerinde giderken hiç unutamayacağım bir manzara ile karşılaştım. Eskiden sıra sıra dükkânların olduğu Tophane altında, şimdiki Zafer Plaza'nın önünde bir hareketlilik vardı.
Üç beş kişi yerde yatan bir şeyin etrafına çepeçevre toplanmıştı. Bazıları da olay yerine gitmemiş ama dükkândan başını çıkarıp gelişmeleri seyrediyorlardı.
Temmuz ayı olduğu için arabanın camları açıktı. Ben de camdan kafamı dışarı çıkarmıştım. Gelişmeleri olan biteni anlamaya çalışıyordum. Babamın sesini duydum;
"Vah vah elleri kırılsın yazık olmuş gence" diye söylendi.
Tam o anda ben de yerde yatan bir genci fark ettim. O zamanlar cadde gidişli gelişli idi. Babam caddede fazla trafik olmadığı için arabayı oldukça yavaşlatmıştı. Bir çocuk olarak ben de ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilemez hâlde âdeta hipnoz olmuş gibi yerde hareketsiz yatan gencin bedenine bakıyordum. O yaşta ölmüş kelimesi veya ölmenin ne olduğunu tam idrak edebilmiş değildim. Meğer olay yerinde öldürülmüş ve katil zanlıları kaçmışlardı…
O yıllardaki sağ sol olaylarının yaşandığı dönemdi. Elinde afiş dağıtırken henüz baharında bir genç, karşıt görüşlü militanlar tarafından güpegündüz vurulmuştu. Cansız bedeni yerde yatıyordu. Mevtanın elindeki afişler sağa sola savrulmuş, üzeri de açık saçık resimler bulunan bir gazeteyle örtülmüştü.
Babam durma noktasına geldiği için gazetenin altından asfalta süzülen kanı ve kumral uzun saçlı bir genci görebildim. Oldum olası siyasi kavgalardan uzak duran ve sağ sol kavgalarından nefret eden babam o gün hayıflanarak hep söylendi ve asabı bozularak evin yolunu tuttu.
Bu benim hayatımda gördüğüm ilk mevtaydı. Aklımdan hiç çıkmayan bu görüntü, hiç yere binlerce insanın heba edildiği o korkunç yılları tekrar hatırlattı. Her biri bu ülkenin çocuğu olup birbirine düşman edilen gençler güpegündüz birbirleri vurmaktan çekinmiyordu...
             Saffet Arıkan-Münih
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.