Adam beni dinlemedi bile!..

A -
A +
“Daireyi alınca içindeki kiracının evi bize terk etmek için çaba göstereceğini sanıyorduk...”
 
 
“Ölüm hak miras helal” derler.
Hiç beklemediğimiz bir zamanda bize de miras olarak bir miktar para kaldı. E, ‘hazıra dağlar dayanmaz’ derler. Madem böyle bir para geldi şu memlekette başımızı sokacağımız kendimizin diyebileceğimiz bizim de bir dairemiz olsun, dedik.
Herkes gibi biz de başladık eşe dosta sormaya, tanıdık bildik emlakçılara uğramaya… Herkesin yaptığı gibi ev aramaya… Madem kendi dairemiz olacak, işe yakın olsun, güne bakan olsun, önü açık olsun… Dilek ve istekte sınır yok… Hepsi iyi güzel de bütçe ne kadar? Elinde ne kadar var? O kadar beğenebilirsin.
Uzatmayayım, biz de nihayetinde şartlarımıza göre bize en uygun gelecek bir daireyi almaya karar verdik.
Mal sahibiyle konuştuk. Canciğer birisiydi… Hiç sıkıntı vermeden “hallederiz, orası kolay” filan diyordu. Böyle şeker bir adamdan ev alınmaz mı? Fiyatta da üç aşağı beş yukarı derken arzumuza göre tenzilat yaptırarak daireyi istedik. Tam anlaşma yaptık derken bizim hiç aklımıza gelmeyen şekilde dedi ki mal sahibi:
-Dairenin içinde kiracısı var. Daireyi alınca onu çıkarırsınız.
Biz tüccar değiliz, alım satım yapan birisi değiliz. Nereden bileceğiz alınan evin içinde kiracı olunca insanın başına neler geleceğini? Kişi kendinden bilirmiş derler. Ben bir kimsenin evinde kiracı isem, adam da evini satmış ise yeni gelen kimse “ben geleceğim kardeşim” dediği andan itibaren ben ev aramaya başlarım. En kısa sürede de mal sahibine dairesini teslim ederim. Hak hukuk insanlık medeniyet bunu gerektirir.
Biz de herkesi kendimiz gibi düşünerek “daireyi alır, kiracımıza da bizim geleceğimizi söyleriz” dedik. Pazarlık bitti… Tapuya, notere vs. derken resmî prosedürü gerçekleştirdik. Verdik parasını ve aldık dairemizi…
Ne var ki artık bizim olan dairemizdeki kiracıya varıp durumu anlattığımızda “ben kiraya çıkmaya hazır değilim arkadaş. Benden habersiz alıp satmışsınız, benim suçum ne!” deyiverdi. Sahi ya, bu adama da hak vermem lazımdı.  
-Haklısın kardeşim… Seni de sıkboğaz etmek istemeyiz tabii ki…
-Edemezsiniz zaten…
-Yani tabii ki, biz bu daireyi satın aldık. Biz kendimiz oturacağız diye aldık. O bakımdan size haber verelim dedik.
Adam hiçbir şey demeden canı sıkılmış ve duman olmuş bir ruh hâliyle kapıyı suratımıza kapattı… O zaman anlamıştım daire değil bir ''bela'' aldığımızı…
     DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.