Rüyada içtiğim süt...

A -
A +
 “Allahü teâlâ Ehl-i sünnet itikadını ve bu kitapları tanımamıza vesile olanlardan razı olsun...”
 
Yıl 1969... Yaşım yirmi yedi idi... Çalıştığım işyerinden eve öğle yemeğine giderken biri yaşlı, biri genç iki kişiyle karşılaştım. Şehrin yabancısı oldukları belliydi. Kiralık ev aradıklarını söylediler. Yakın muhitte kiralık bir ev olduğunu söyledim. Gidip daireye baktık, uygun gördüler.
Yaşlı adam yanındaki gencin oğlu olduğunu ve ziraat teknisyeni olarak ilk görev yerinin buraya çıktığını oğlunu bir eve yerleştirip memleketi Çorum’un İskilip kazasına dönmek istediğini söyledi.
Bu gencin hâl ve hareketleri hoşuma gitti. Daha sonra benim dairenin üst katı boşalınca oraya taşındı. Kendisiyle daha da samimi olduk. Bana bir kitap tavsiye etti. Bu kitabın bana Bursa Molla Fenari Kitabevinden geldiği yazıyordu.
Bu kitabı okumaya başladım. Uyuyakalmışım. Rüyamda İstanbul’a gitmişim. Yanımda tanımadığım 2 genç daha var. Bir salona girdik. Ayakta beklerken içeri birisi girdi.
Yanımdaki “bu geleni tanıdın mı?” dedi.
“Tanımıyorum” dedim.
“Okuduğun kitabın yazarı” dedi ve onun olduğu odaya girdi. Dışarıya çıktığında elinde bulunan bir bardak sütü bana uzattı. “Sana gönderdi için” dedi.
Sütü içtim ve uyandım...
Daha sonra bu rüyayı komşum olan gence anlattım. “Allah mübarek etsin” dedi.
Bir Kurban Bayramı arefesi Bursa’ya gitmişti. Orada Saim Ağabeye bu rüyayı anlatmış. O da “Bir telgraf çek. Bayramlaşmaya İstanbul’a buyursun gelsin” demiş.
Çok heyecanlandım. İş yerimden izin alarak İstanbul’a geldim. Bursa’dan gelen arkadaşlarla buluştuk. Fatih’teki Işık Kitabevine gittik. Epey bir kalabalıktı. Orada benim gibi diğer illerden gelen meraklılar da vardı…
Biz heyecanla beklerken o sırada içeriye bir beyefendi girdi. Oturanlar ayağa kalktılar.
Onu hemen tanıdım. Rüyamda gördüğüm kişiydi. Orada bulunanlar elini öpmek isterken o beyefendi şöyle cevap verdiler:
“Efendim annenin babanın bir de âlimin eli öpülür. Biz kimiz ki elimiz öpüle…" Öpmek için eğilenlere ise “Allahü teâlâ’dan başkasının önünde eğilmek haramdır” buyurdular.
Sohbet esnasında konuşması beni o kadar etkilemişti ki kendimden geçmiştim. Sormak istediğim suallerimin hepsini ben bir şey söylemeden tek tek cevapladılar.
Rüya gibi geçen bir günün ardından benim Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabını ve yazarı merhum Hüseyin Hilmi Işık’ı “rahmetulllahi aleyh” tanımama vesile olan İhsan Çerkeşli ağabey ile beraber Bursa’ya döndük...
          Ahmet Maden-Çaycuma/Zonguldak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.