“Orhan, sakın aboneliği kesme!”

A -
A +
 “Manisa Adliyesinden öyle bir çıkışım vardı ki, sanki Manisa’yı fethetmiş gibi seviniyordum...”   Manisa’da bir gazete abone hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Neyse o işlerini tamamladı. Ben çayımı yudumladım. Sonrasında ben mahzun bir şekilde Hâkim Bey'in ağzından çıkacak “gazeteyi artık getirme” cümlesini bekliyorum. Hâkim Bey bana döndü. Hoş beş ettikten sonra “Orhan vallahi yengen gazeteyi çok sevmiş sakın aboneliği kesme” deyiverdi. “Sen aynı şekilde gazeteyi devamlı getir. Al bu ayki parasını da vereyim” dedi. Ben sevinçten şaşkınlık içinde “Sayın hâkimim çok sağ ol, çok teşekkür ederim” dedim. Hani tilkiye sormuşlar “pişmiş tavuk etini yer misin?” diye. Tilki, "Sevinçten ne söyleyeceğimi bilmiyorum" demiş ben de aynen öyle oldum. “Sizin kıymetli vaktinizi fazla almayayım müsaadenizi isterim Efendim” dedim ayrıldım... Manisa Adliyesinden öyle bir çıkışım vardı ki, sanki Manisa’yı fetih etmiş gibi seviniyordum… Kuşlar gibi uçarak “bu haberi Cahit abi ve diğer arkadaşlarla paylaşmalıyım onlar da sevinsinler” diye büroya gittim. Akşamüstü toplandık. Olayı arkadaşlara anlattım. Onlar da çok sevindiler. Yaklaşık yedi ay, Hâkim Bey'in gazetesini götürdüm. Bazen kapıda beklerdim. Hanımefendi geç çıkardı. Çıktığında “kusuruma bakma sen gelince başımı örtüp öyle çıkıyorum ondan biraz geç kalıyorum” diyordu. Bayramlar dâhil bu hanımefendinin gazetesini götürdüm. Çok iyi çok muhterem bir okuyucuydu. Bazen gazeteden öğrendiklerini ertesi gün şevkle bana anlatırdı. Sonbahara doğruydu. Cahit Abi bir gün bana dedi ki: “Orhan Abi seni Akhisar’a sorumlu olarak göndereceğim. Akhisar, Kırkağaç, Soma, Gördes, Gölmarmara ilçelerine bakacaksın...” Hiç tereddüt etmeden “Peki Abi baş üstüne” dedim. O zaman Akhisar sorumlusu Mehmet Abiydi. Çok çalışkan çok gayretli biriydi. Ona biz “Delibalta” diyorduk. Mehmet Abiyle bir müddet beraber çalıştık. O bölgeyi bana devretti. Manisa’ya taşındı. Ben de Akhisar’a taşındım. Taşınmadan önce gittim hâkim H. Ö.’yü ziyaret ettim. “Bu sefer sizinle vedalaşmaya geldim efendim” diye konuyu anlattım. “Müsaadeniz olursa yenge hanımla da vedalaşmak, helalleşmek istiyorum” dedim. “O da, tabii çok iyi olur” dedi. Evi aradı. Benim geleceğimi söyledi. Ben de bir adet “Tam İlmihal Seadet-i Ebediye” kitabını hediyelik ambalaj yaptım. Yedinci kata çıkıp hanımefendinin kapısına gittim. Zili çaldım... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.