"Sen bilirsin ustam"

A -
A +
 
“Sanatı sayesinde İsmail vatani görevini Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığında tamamladı.”
 
Ayakkabı boyacısı iken tanışıp amca-yeğen olduğumuz ve kendisini saygı sevgi çerçevesinde çok sevdiğim İsmail’in okul sonrası bir meslek edinmesine çalışıyordum.
Biraz çevreyi tanısın diye götürüp teslim ettiğim mimar ve mühendislik bürosuna gidip gelmeye başlamıştı İsmail. Ve bir buçuk yıl içinde fıkır fıkır hareketli kibar bir delikanlı olmuştu. Saçlarını da artık yana taramaya başlamıştı. Bu da onun ergenlik çağına geldiğini gösteriyordu.
Yine bir gün İsmail’e “Baban bana gelsin” dediğimde “Olur amca” diyerek ayrıldı. Ertesi gün babası Mehmet Amca geldiğinde yine kendisine çay ısmarlayıp dedim ki:
“Amca, oğlunuz İsmail benim istediğim gibi kibar bir delikanlı oldu. Ama böyle mimarlık bürosunda diploma olmadan mimar olamayacağına göre bankaya oraya buraya evrak götürmekle ev bakamaz.”
Artık İsmail’i bir evlat gibi koruyup kolladığıma inanan babası gönül rahatlığıyla “Sen bilirsin ustam” dedi.
“Mehmet Amca benim bir fikrim var. İsmail’in kolunda bir altın bilezik olsun, ben onu Manisa’da benim ilk çalıştığım pastanede işe yerleştireyim. İmalatta pasta ustası olsun” dediğimde yine “Sen bilirsin”, dedi. Ertesi gün İsmail’i yanıma alarak pastanenin yolunu tuttum. Pastane sahibi uzaktan akrabamdı
- Dayı bu genç benim yeğenim olur. Senin imalata verelim, çalışsın ve size de yardımcı olsun, dedim.
İsmail burada askere gidene kadar imalatta çalıştı. İstikrarlı bir çocuktu, tatlıcı ustası oldu. Hatta diğer iki kardeşinin de meslekte yetişmesine vesile oldu.
Sanatı sayesinde vatani görevini Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığında tamamladı. Teskereye geldikten bir hafta sonra yanıma gelip elimi öptü:
“Amca ben Manisa’da turistik hotelde işe başladım” dediğinde dünyalar benim olmuştu. Sarıldım ve “Bugüne kadar bizleri mahcup etmedin, bundan sonra da Rabb’im mahcup etmesin” diye dua ettim.
Yıllar böyle geçip gidiyordu. İsmail evlendi, cemiyetine davet edildik ve gittik. Daha sonra eşim İzmir’de by-pass ameliyatı olduğunda eşiyle birlikte İzmir’e evimize ziyarete geldi.
Her yıl 16 Eylül kızımla damadımın evlilik yıl dönümü. 15 Eylül de büyük torunumun doğumu. Yine 16 Eylül küçük torunum Eylül kızımın doğumudur. Bizim İsmail yıllardır vefa borcu olarak torunlarımın yaş günü pastasını unutmaz ve de o tarihte eve kadar getirir. Ama bir de vefası var ki duygulanmamak elde değil. DEVAMI YARIN
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.