İlaç tatlandı

A -
A +
 
Değerli okuyucumuzun sorusu vesilesiyle bu hafta suda eriyen ilaçlar hakkında biraz bilgilenelim... Tabii gelişen bilim ve sanayiye paralel olarak ilaç endüstrisinde de yenilikler olmaktadır. Buna bir de hükümetlerin doğru sağlık politikalarını eklersek insanlarımız epey sıhhatli bir ömür geçirme keyfiyeti yaşamaktadır. 60'lı yıllarda ortalama hayat süresi 43'ler civarında iken şimdi hamdolsun 73'lere çıkmıştır. Tedavide en önemli sıkıntı; ilaçların tat ve şekillerinden dolayı yerinde ve dozunda kullanılmayıp aksatılmasıdır. Bu arzu edilmeyen durumların önüne geçmek ve tedaviye uyumu artırmak için birkaç ilacı da içine alabilen kombine Preparatlar ile çok çeşitli gruplara ait Efervesan ilaç formları, hastalara büyük kolaylıklar sağlamış ve tedavilerin uyum ve başarısını artırmıştır.
Özellikle yaşları 30'un üzerinde olanların çok yakından aşina oldukları, portakallı ve limonlu suda eriyen hap vitamin diye nitelendirdiğimiz Efervesan vitamin ve mineral tabletleri, hepimizin tat olarak hoşuna gitmeleri ve tedavide uyum kolaylıkları sebebiyle uzun yıllar eczanelerden reçetesiz olarak da yüksek oranlarda satılmıştır. Ülkemiz yerli ilaç sanayi kalite ve standartlar yönünden dünya ile yarışır, hatta ABD gibi önde gelen ülkelere FDA onayı da alarak ihraç eder hale gelmiştir.
Bazı ilaç firmalarımız, dünyada ilk defa geliştirdikleri orijinal ilaç kombinezonlarını, Efervesan formlarda hekimlerimizin bilgisine ve hastalarımızın kullanımına sunmaları, hastalarımızın tedavilerinde büyük uyum kolaylıkları ve hekimlerimizin tedavi başarılarını arttırarak çığır açmışlardır. Bu formdaki ilaçlar, eriyik halinde bağırsaklardan emilim süresi kısa olduğundan daha çabuk kana karışıp hedef organlara erken dönemde ulaşarak tedavideki başarı yüzdelerini artırmaktadırlar. Ayrıca tatları da hoş olduklarından tedaviye uyum oranları oldukça yüksektirler. AR-GE çalışmalarıyla bu tarz orijinal ilaçları, hastalarımızın kullanımına arz eden ilaç firmalarımızı kutluyoruz.

SUDA ERİYOR!
Sevgili doktorum, solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle bana suda eriyen antibiyotik, ağrı kesici ve balgam söktürücü verildi. Önceleri sadece C vitamini ve kalsiyum ihtiva eden suda eriyenler vardı. Diğerlerinden farkı ne, tedavide ne kadar etkinler?
> Cenap Yeşilada 


Önce diyet ve spor sonra metformin

Şeker hastalığı belirtileri bende de mevcut. Diyetle birlikte 850 mg Metformin içeren ilaç alıyorum. Bir mahzuru var mı? > Korhan Kaya 

CEVAP: Saygıdeğer okuyucumuz, şeker hastası olmanın veya adaylığının ortadan kaldırılmasının temel kuralı; öncelikle ciddi disiplin içinde beslenmeye azami dikkat ederek sıkı perhiz ve düzenli hareket yapmaktır. Buna dikkat edilmediği takdirde en etkili ilaçların bile, hayatı tehdit eden komplikasyonlardan koruma ihtimali % 40'ı geçemez. Egzersiz yaparken ilaçların kullanımına dikkat edilmelidir. Bu en az ilaç tedavisinin kendisi kadar önemlidir. Diyet ve sporla kilo verildiği halde şekeri normal seviyeye indirilemeyen hastalarda; ilaç tedavileri zaman geçirilmeden hekim kontrolü altında başlatılmalıdır. Şeker hastalığı ortaya çıkmadan 10 yıl önce yavaş, sessiz ve derinden seyreden sinsi bir hastalıktır. Bu gerçekten hareketle, kilosu normalinin üstünde, göbek çevresi erkekte 88, kadında 84 cm  üzerinde, hatta kilosu zayıf olup da insülin direnci bulunan ve birinci derece akrabalarında şeker hastalığı olan kişiler, ciddi bir mani yoksa hekim takibinde Metformin grubu ilacı alabilir. Çok ucuz olan ve yıllarca kıymeti bilinmeyen bu ilacın, ileriki yıllarda kişiyi hayatı tehdit eden sıkıntılı neticelerden koruduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ülkemizde 500 mg gibi düşük dozlu fakat XR denen yavaş salınımlı ve kişiyi gün boyu insülin direncinden ve kan şekerindeki dalgalanmalardan koruyan formları da kullanıma arz edilmiştir. Günlük dozu, kişinin yaşı ve kilosuna göre ayarlanarak ortalama 2000 mg kullanılmalıdır.


Denize lensle girmeyin kör olabilirsiniz!

Yüzme mevsiminin başladığı bu günlerde kontak lensle suya girmenin sakıncalı  olduğu belirtildi

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Ünal, kontak lensle denize ya da havuza girilmemesi gerektiğini belirterek, hastaların, enfeksiyon kapma sonucu gözlerini kaybedebildiklerini söyledi. Ünal, havaların ısınmasıyla insanların deniz ve havuzlara akın ettiğini, bunlar içinde kontak lens kullananların da olduğunu kaydetti. Lenslerin mutlaka eller temizken çıkarılıp takılması, her gün yeni solüsyon konulması, gece yatarken çıkarılması gerektiğini vurgulayan Ünal, suyla temasının da mümkün olduğu kadar engellenmesi gerektiğine dikkati çekti. Ünal, "Tabiatta bulunan suda doğal olarak yaşayan mikroorganizmalar var. Bunlar normal insanda kolay kolay enfeksiyona neden olmaz ancak kontak lens kullananlar çok kolay hastalık kapabilir" dedi. Lens kullanmak zorunda olanlara, yüzerken su geçirmeyen gözlük kullanmalarını tavsiye eden Ünal, "Gözün ön tarafındaki şeffaf tabakanın enfeksiyon kapması sonucu gözünü kaybeden hastalarımız var" dedi. 
Cüneyt Bitikçioğlu İSTANBUL

Risk varsa her ay kontrole gidin
Metformin grubu ilaçları kullanan hastaların %8-10'unda başlangıçta bulantı, karında guruldama, hafif ishal yapma etkileri olabilir. Böyle durumlarda ilaç dozu azaltılıp vücudun alışması sağlanarak 1 hafta veya 10 gün sonra doz artırılarak kişinin ihtiyacına göre ayarlanabilir. Hekim gözetiminde hayat boyu kullanımının faydalı olduğu bu ilaç, karaciğer yağlanmasını azalttığı gibi böbrekleri koruyucu etkisi de vardır. Yine Metformin dışında pankreastaki adacık hücrelerinden insülin salınımını artıran çeşitli ilaç grupları, ihtiyaç durumuna göre hekim tarafından ayarlanmalı. Bir şeker hastası şunu hayat boyu aklından hiç çıkarmamalı; genel takip açısından her ay dahiliye uzmanına, 6 ayda bir göz hastalıkları uzmanına, 2 senede bir de nöroloji uzmanına mutlaka muayene olmalıdır.


13 milyarlık hap yuttuk
Türk halkı 2012 yılında kişi başı 20.62 kutu reçeteli ilaç tüketti, bu ilaçlar için kişi başı 106 dolar harcama yapıldı. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası verilerine göre, geçen yıl Türkiye reçeteli ilaç pazarı kutu ölçeğinde yüzde 2.8 oranında büyüyerek 1.56 milyar kutuya ulaştı. Tutar ölçeğinde ise pazar yüzde 5.9 oranında küçülerek 12.9 milyar liraya (yaklaşık 7.1 milyar dolar) geriledi. Kutu ölçeğinde 2012 yılında eşdeğer ilacın pazar payı yüzde 52, referans ilacın pazar payı ise yüzde 48 oldu. Bu oran 2011 yılında da aynı düzeyde idi. Tutar ölçeğinde ise eşdeğer ilaç pazarın yüzde 37.7'sini, referans ilaç ise yüzde 62.3'ünü oluşturdu. 2012'de 106 dolar olarak belirlenen kişi başı ilaç tüketimi; 2011 yılında 121 dolar, 2010 yılında 133 dolar, 2009 yılında 132 dolar, 2008 yılında 136 dolar, 2007 yılında 126 dolar, 2006 yılında ise 99 dolar olmuştu. Diğer yandan, 2012 yılında Türkiye'nin ilaç ithalatı yüzde 14.9 gerileyerek 4 milyar dolarda kaldı. İlaç ihracatı ise yüzde 16.8 artışla 662 milyon dolara çıktı. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.