İnsanlara doğruyu göstermek peygamberlerin sünnetidir...

A -
A +
Müslümanlara nasihat, Onların sıkıntılarını gidermek ve kendilerini saadete çağırmaktır.
 
Cemâlüddîn Sarsarî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindedir. 588 (m. 1192)’de doğdu. 656 (m. 1258)’de Hülâgu’nun Bağdad’ı istilâsında şehid edildi. Nasihat etmek hakkında şunları buyurdu: 
Müslümanlara ve bütün insanlara nasihat etmek, doğruyu göstermek ve öğretmek, peygamberlerin sünnetidir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, bütün peygamberlerini nasihat edici olarak gönderdiğini bildirdi. Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Din nasihattir... Din nasihattir... Din nasihattir” buyurdu.
Müslümanlara nasihat; onlara şefkatli olmak, büyüklerine hürmet ve hizmet, küçüklerine merhamet göstermektir. Onların sıkıntılarını gidermek ve kendilerini saadete çağırmaktır. Bütün insanların İslâmiyeti sevmeleri için nasihat; onları imâna davet etmek ve küfrün kötülüğünü anlatmaktır.
Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Kusurlarımı bana gösteren kişiye Allahü teâlâ rahmet etsin.”
İmâm-ı Zührî diyor ki: “Süleymân bin Abdülmelik’e şu sözleri söyleyen kişinin sözü gibi bir söz duymadım. O kimse ona;
-Ey müminlerin emîri! Benden dört kelime işit ki, bu dört kelimede; senin dininin, saltanatının, âhıretinin ve dünyânın salâhı (doğruluğu) vardır, dedi. Süleymân bin Abdülmelik;
-Bu kelimeler nelerdir? deyince o kimse;
-Kimseye, yapmayı istemediğin birşeyi vadetme. Çetin meselelerin kolayca hallolması seni gurûrlandırmasın. Biliniz ki, her amelin bir karşılığı vardır. Akıbetten sakınınız. Dâima sakınma üzere bulununuz, dedi.”
Süleymân bin Abdülmelik, Ebû Hazım Seleme bin Dinar’a; “Bu halifelik meselesinde kurtuluş yolu nedir?” diye sordu. Ebû Hazım; “Eğer dediğimi tatbik edersen kolaydır!” dedi. Süleymân bin Abdülmelik; “O nedir?” diye sorunca, Ebû Hazım; “Ancak helâl olan şeyleri al. Onları hakkı olan yerlere sarf et” buyurdu. Bunun üzerine Süleymân bin Abdülmelik, “Buna kimin gücü yeter?” deyince, Ebû Hazım; “Allahü teâlânın seni tayin ettiği yere, tayin edilen kimsenin gücü yeter” buyurdu.
Süleymân bin Abdülmelik ona; “Bana nasihat et?” deyince, Ebû Hazım; “Ey müminlerin emîri! Bu iş (sultanlık), sana ancak ölüm karşılığı verildi. Senden öncekiler de böyle idi. Ölüp, bu işten uzaklaştılar... Ey müminlerin emîri! Rabbinin emrettiklerini yapıp, yasak ettiklerinden uzaklaşma husûsunda her zaman dikkatli ol... Ey müminlerin emîri! Ne infâk etmişsen, o şey seni hayra veya şerre götürür. Sen dilediğini seç!” dedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.