Allahü teâlânın birinci emri iman etmektir!

A -
A +
İman demek, Muhammed aleyhisselâmın, Allahü teâlânın son Peygamberi olduğuna inanmaktır.
 
Abdurrahmân İbnü'l-Kâsım hazretleri İmam-ı Mâlik'in önde gelen talebelerindendir. 128 (746)’da Filistin'de Remle’de doğdu. Aile­si ile birlikte Kahire'ye göç edince buradaki âlimlerinden ilim tahsil etti. Sonra Medine'ye giderek yirmi yıl İmam-ı Mâlik hazretlerinin dersleri­ne devam etti. 191 (m. 806)’de orada vefat etti.
Bu mübarek zat buyurdu ki:
Allahü teâlânın birinci emri iman etmektir. Birinci yasak ettiği şey de kâfir olmaktır. İman demek, Muhammed aleyhisselâmın, Allahü teâlânın son Peygamberi olduğuna inanmaktır. Allahü teâlâ, Ona emirlerini ve yasaklarını Arabî olarak vahyetmiştir. Allahü teâlânın Arabî olarak bildirdiklerine Kur'ân-ı kerim denir. Kur'ân-ı kerim, Allah kelâmıdır. Hiçbir insan öyle düzgün söyleyemez. Kur'ân-ı kerimde bildirilenlerin hepsine İslâmiyet denir. Hepsine inanan insana mümin ve Müslüman denir. Birini bile beğenmemeye, îmansızlık, yâni küfür denir.
Kıyâmete, cinnin, meleklerin var olduklarına, Âdem Peygamberin, bütün insanların babası olduğuna ve ilk Peygamber olduğuna inanmya itikat ve akâid bilgileri denir. Beden ile ve kalp ile yapılacak ve sakınılacak şeylere ise, hem inanmak, hem de yapmak veya sakınmak lâzımdır. Bunlara şeriat bilgileri denir. Bunlara inanmak da îman olur. Bunları yapmak ve sakınmak, ibâdet olur. Niyet ederek şeriate uymaya ibâdet yapmak denir.
Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına şeriat ve ahkâm-ı ilâhiyye denir. Emredilenlere farz, yasak edilenlere haram denir. İbâdetlerin vazîfe olduğuna inanmayan, önem vermeyen kâfir olur. Bunlara inanıp da yapmayan kâfir olmaz. Buna fâsık denir. Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmak için, şeriate uyan ve bir mürşidi seven Müslümana sâlih denir. Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmış olana arif veya velî denir. Başkalarının da, bu sevgiyi kazanmalarına vâsıta olan velîye mürşid denir. Bu mübârek, seçilmiş insanların hepsine sâdık denir. Bunların hepsi sâlihtir. Sâlih mümin Cehenneme hiç gitmeyecektir. Kâfir, muhakkak Cehenneme gidecek, hiç çıkmayacak, sonsuz azap görecektir.
Kâfir îman ederse, bütün günahları hemen affolur. Fâsık, tövbe edip ibâdetleri yapmaya başlarsa, Cehenneme girmeyecek, sâlih mümin gibi doğru Cennete gidecektir. Tövbe etmezse, yâ şefaat ile veya sebepsiz affolup doğru Cennete gidecek, yâhut Cehennemde günahları kadar yandıktan sonra Cennete girecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.