"Mütevelli, vakıf sahibinin vekîlidir"

A -
A +
"Vakıf parayı, eşkıya mütevelliden zor ile alsa, mütevelli tazmin etmez."
  Feyzullah Efendi, Osmanlı Şeyhülislâmlarının altmışaltıncısıdır. Seyyid olup, 1115 (m. 1703) senesinde Edirne’de Yeniçeriler tarafından şehîd edildi. Feyzullah Efendi’nin “Fetâvâ-i Feyziyye” adlı fetvâ kitabında yer alan fetvâlarından bazıları: Bir kimse, sıhhatte iken evini vakıf ve zevcesinin (hanımının) oturmasını, o vefât edince, kirasının Medîne-i münevvere fukarasına verilmesini şart etse, mütevelliye teslim edip mahkemede tescil ettirdikten sonra ölse, vârisleri bu vakfı bozamazlar...  Bir kimse, evini vakfedip, bunun satılarak parasının fakirlere dağıtılmasını şart etse, böyle vakıf caiz olmaz, bâtıl olur. Çünkü vakıf malı satmak sahîh değildir. Mülkümü vakfettim diyen kimse, tescil ettirmeden önce vazgeçebilir. Tescil ettirdikten sonra vazgeçemez... Bir kimse, birisinde olan alacağını bir cihete (yani bir yere) vakfetse, parayı almadan önce ölse, vârisleri bu vakfı bozabilirler...  Bir kimse, evini vakfedip kiraya verilmesini ve kirasının, oğullarından yalnız Ahmed’e verilmesini şart etse, diğer çocuklarına bir şey verilmez...  Bir kimse, mütevellisi bulunduğu vakıf paranın bir kısmını tüccara ve esnafa mudârebe (ortaklık payı) ve sermâye olarak verip, birkaç sene bunlardan yalnız kârları alıp vakfın masraflarına harcetse, sonra yerine başkası mütevelli olsa, tüccarlar iflâs veya firar etseler, yeni mütevelli, eskisine sermâyeleri tazmin ettiremez. Vakf paranın mütevellisi, bunları tüccârlara muâmele ile ödünç verse, sonra azl olsa, yeni gelen mütevelli bu paraları geri isteyince, buna vermeye mecbûrdurlar... Rehin alarak muâmele ile ödünç vermesi şart edilmiş olan vakıf parayı, mütevellisi, rehinsiz ödünç verip, ödünç alan, iflâs ederek ölse, para geri alınmasa, bunu mütevelli öder. Bunun gibi, vekîl sâhibinin bildirdiği şarta uymayarak zarara sebep olursa, bu zararı tazmin eder. Mütevelli, İmâm-ı Ebû Yûsuf’a göre, vakıf sahibinin vekîlidir. İmâm-ı Muhammed’e göre, fakirlerin vekîlidir...  Belli bir yerde saklanması şart edilmiş olmayan vakıf para, mütevellinin evinde yangında zâyî olsa, mütevelli ödemez...  Vakıf parayı, eşkıya mütevelliden zor ile alsa, mütevelli tazmin etmez. Vedîa olan eşya da (Bir kişiye saklamak üzere verilen şey) böyledir...  Mütevellî, vakfın kirasını almak için birini vekîl etse, vekîl aldığı kirayı kendi ihtiyaçlarına sarf etse, bunu mütevelli değil, bu vekîl tazmin eder...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.