Nefs, dâima Allah'a isyan etmek ister!

A -
A +
İnsanın nefsi, kendisinin saadete kavuşmasına mâni olan bir düşmandır.
 
Burhânüddîn İbrâhîm Kerekî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 835 (m. 1432)’de Kahire'de doğdu. İbn-i Hacer Askalânî, İbnü'l-Hümâm, Şemseddin Sehâvî gibi birçok âlimden ders ve icazet alarak müderrislik ve İbn-i Tolun Camii'nde imam­lık görevine getirildi. 922 (m. 1516)’da vefat etti. Derslerinde şöyle anlattı:
İnsanın nefsi, kendisinin saadete kavuşmasına mâni olan bir düşmandır. İnsanların yaşaması, üremesi ve dünyâ için çalışmaları için yaratılan nefsin azgınlıklarını, taşkınlıklarını frenlemeleri, ona hâkim olup zararlarını önlemeleri için, insanlarda akıl da yaratılmıştır.
Akıl, iyiyi, kötüyü inceleyerek, ikisini birbirinden ayıran bir kuvvettir. Allahü teâlâ, ayrıca peygamberler göndererek, nefsin bütün arzularının kötü olduğunu bildirdi. İnsanların rahat etmeleri için lâzım olan emir ve yasaklar da gönderdi, insanın aklı, nefsinin isteklerinin zararlı olduklarını anlayıp peygamberlere ve onların vârisleri olan âlimlere uymak lâzım olduğunu kalbe bildirir, kalb de bunu dinlerse, insan saadete kavuşur, insanın his ve hareket organları kalbine tâbidir. Kalb, aklı dinleyip, peygamberlere uyunca, hep kötülüğü isteyen nefs, insanların sonsuz saadete kavuşmalarına mâni olamaz. Nefs, kendine has kötü ahlâk ve sıfatı ile kaldığı müddetçe, insanın bütün hareketleri, onun bu ihtarına, ikâzına tâbi olur. Bu da iki şekilde ortaya çıkar. İnsanın yaptıkları, ya halk için veya nefsin rahatı için olur. Kulun yaptığı ibâdet veya herhangi bir hareket, insanların görüp beğenmesi, takdîr edilmesi düşüncesi ile olursa şirktir, Allahtan başkasına tapınmak olur. Nefsin rahatı için olursa, bu da nefsin hevasına, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmaktır. Bunun kötü olduğu, âyet-i kerîmelerde açıkça bildirilmiştir.
Nefsin arzularının insanı Allah yolundan saptırıcı olduğu Kur’ân-ı kerîmde haber verilmiştir. Çünkü nefs, dâima Allahü teâlâyı inkâr, O’na inat, isyan etmek ister. Her işte nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre veya bid’at sahibi olmaya, yahut haram işlemeye başlar. Nefsin sevdiği, istediği şeylere “Hevâ” denir. Nefs yaratılışta kötülükleri, zararlı şeyleri sevici ve isteyicidir. İnsanı haramlara sürüklemek sûretiyle; elemlere, dertlere, hastalıklara sebep olur. Böyle insan hep, midesini, zevkini düşünür. Hasis ve rezîl olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.