Dünyaya düşkün olmak öldürücü bir zehirdir!..

A -
A +
"Allahü teâlâ, bizi ve sizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarsın! Dünyaya düşkün olanları sevmekten korusun!"
 
Abdülkâdir Feyyûmî hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. Yukarı Mısır'daki Feyyûm şehrinden olup hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yok­tur. Kahire’de Şemseddin Remlî'den Şâfıî fıkhı okudu. Daha sonra tasavvuf yoluna girerek zamanın büyük velilerinden oldu. 1022 (m. 1613)’de Kahire'de vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Allahü teâlâya karşı aşağı, küçüklük düşüncesi içinde olmamız, her şeyi ondan beklememiz, kalbi kırık, hep yalvarıcı ve ona sığınıcı olmamız, kulluk vazîfelerini yapmamız, İslâmiyetin dışına taşmamamız ve sünnet-i seniyyeye sıkı sarılmamız lâzımdır. Hayırlı işler yaparken niyetlerimizi düzeltmeliyiz. Kalblerimizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarmalıyız. Her uzvumuz İslâmiyete teslim olmalıdır. Ayıplarımızı görüp, günahlarımızın çokluğunu düşünüp, Allahü teâlânın intikâm almasından korkmalıyız. İyiliklerimizi az görmeli, günahlarımız az olsa da, çok bilmeliyiz. Şöhret sahibi olmaktan, insanlar arasında iyi tanınmaktan çok korkmalı, titremeliyiz. Peygamber efendimiz; 
(Din veya dünya işlerinde iyi tanınarak parmakla gösterilmek, bir kimseye zarar olarak yetişir. Bu zarardan ancak Allahü teâlânın koruduğu kurtulabilir) buyurdu.
İnsân, niyeti ve işleri, ne kadar hâlis ve iyi olsa da, kendini kusurlu ve kabahatli bilmelidir. Tasavvuf yolunda, ele geçen nîmetlere, hâllere, zevklere güvenmemeli, ne kadar doğru ve İslâmiyete uygun olsalar da, bunlara özenmemelidir. Dîne yaptığı hizmetlere, İslâmiyeti kuvvetlendirmesine ve insanların doğru yola gelmelerine sebep olmasına güvenmemeli ve bunlarla övünmemelidir. Bu güzel işleri, kâfirler ve fâcirler de yapabilir. Resûlullah, (Çok olur ki, Allahü teâlâ bu dînini fâcir kimse ile kuvvetlendirir) buyurdu. Bu yolda, yalnız hâlis din isterler. Zümer sûresinin üçüncü âyetinde meâlen, (Biliniz ki, Allahü teâlâ için olan din, yalnız Onun için olan hâlis dindir) buyuruldu.
Allahü teâlânın katında şirke hiçbir sûretle yol yoktur. Kalbe gelen her sıkıntı ve karartı, tövbe, istigfâr ve pişmanlık ile ve Allahü teâlâya sığınarak, kolayca giderilebilir. Fakat, bu alçak dünya için gelen karartı, leke, kalbi büsbütün karartır, harap eder. Bunu temizlemek çok güç olur. Resûlullahın, (Dünyaya düşkün olmak, günahların başıdır) hadis-i şerifi çok doğrudur.
Allahü teâlâ, bizi ve sizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarsın! Dünyaya düşkün olanları sevmekten ve onlarla arkadaşlık etmekten, düşüp kalkmaktan korusun! Çünkü o, öldürücü zehirdir ve iyi olmaz bir hastalıktır ve büyük belâdır ve bulaşıcı hastalıktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.