Resûlullah efendimize gerekli hürmet ve tazim

A -
A +
Allahü teâlânın veya Resûlullah efendimizin mübârek isimlerinin bulunduğu bir kâğıdı atmamalı...
 
Ebü'l-Hasan Ali Konevî hazretleri evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimlerindendir. 1270 (H.668) senesinde Konya'da doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Şam'a gitti. Burada meşhur âlimlerden ilim öğrendi. İcâzet aldıktan sonra Şam'da İkbâliyye Medresesinde ders vermeye başladı. Sonra Mısır'a gidip otuz seneye yakın  kaldı. Tekrar Şam'a döndü ve  kâdılık mevkiine getirildi. 1328 (H.728)'de orada vefât etti.
 
Konevî hazretleri her hareketini Peygamber efendimize uydurmaya çalışırdı. Talebelerine bu şekilde olmadıkça, Resûlullah efendimize gerekli hürmet ve tâzimin yapılmış olamayacağını bildirirdi. O, Resûlullah efendimize uymak, O'na hürmet göstermek için şu hususları talebelerine şart koşmuştur: 1. Resûlullah'ın mübârek isimleri geçtikçe salat ve selâm getirmek. 2. Resûlullah efendimiz ziyâret edildiğinde kabr-i şerîfinin yanında sesi yükseltmemek. 3. Resûlullah'ın haremi olan Medîne-i münevvereye tâzim ve hürmette bulunmak, orada yasaklanan şeylerden (veya günah işlemekten) sakınmak ve Medîne-i münevvere ehline ikrâmda bulunmak. 4. Resûlullah efendimizin mübârek sözlerinden ve işlerinden bildirilen bir şeyi, O'nun şânını hafife alacak bir şey ile mukâbele etmemek. Mesela Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem falanca şeyi severdi denince, hâlbuki ben onu sevmem dememek. 5. Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîf kitaplarının üzerine, başka her hangi bir kitap veya herhangi bir ev eşyâsı koymamak. 6. Allahü teâlânın ism-i şerîfi veya Resûlullah efendimizin mübârek isimlerinin bulunduğu bir kâğıdı atmamak. Böyle kâğıtlar yırtılmaz. İslâm harfleri ile yazılı olan kâğıtlara da hürmet etmek lâzımdır. Bunları temiz bir beze sardıktan sonra çiğnenmeyecek yerde toprağa gömmek veya yakmak lâzımdır.
 
Büyük âlimlerden Kemâlüddîn Udfevî hazretleri Konevî hazretleri hakkında şöyle demektedir: "O, zamânının en büyük âlimlerinden idi. Tasavvufun temel bilgileri onunla kuvvet buldu. Otuz seneye yakın Mısır'da kaldı. İlim ehline, çeşitli ilimlerin inceliklerinden çok şeyler öğretti. Evinden, sabah namazı vakti gelince, vekar ve sükûn ile çıkardı. Gün ortasına, yâni öğleye kadar talebelerine ders verirdi."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.