"O zalim, şimdi cezâsını gördü"

A -
A +
"Zâlim bir kişinin çok zulmünü gördüm. Dayanamayıp, El-İdrîsî hazretlerine giderek, durumumu arz ettim..."
 
Ebü'l-Hasan İdrîsî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin sohbetleriyle yetişip kemâle geldi. İcazet verilerek Bağdât'ta talebe yetiştirmeye başladı. 1222 (H.619) senesi Bağdât'ta vefât etti. Çok kerametleri görüldü... Sâlih bin Yâkûb el-Ukûbî şöyle anlatır:
-Babam anlatırdı: "Beş yaşındaki oğlum İsmâil yatalak hasta idi. Onu alıp, El-İdrîsî hazretlerine götürdüm. Yolda ona rastladım. Yanında başkaları da vardı. Şifâ bulması için duâ buyurmasını ricâ ettim. Beni kabûl etmedi. Ben de çocuğu oraya bıraktım. El-İdrîsî, o zaman elindeki portakalı attı ve portakal oğlumun dizine geldi. O anda oğlum derhâl ayağa kalkıp yürümeye başladı. O da, attığı portakalı aldı ve dergâhına yöneldi. Orada bulunanlar tehlîl (Lâ ilâhe illallah) getirdiler. Oğlumla berâber sevinç içinde geri döndük."
Talebelerinden Abdürrahîm bin Muzaffer şöyle anlatır: "Zâlim bir kişinin çok zulmünü gördüm. Dayanamayıp, El-İdrîsî hazretlerine giderek, durumumu arz ettim. Çok heybetli idi. Bahçede akşam namazını kıldı. Daha sonra talebeleri etrafına oturdular. İçlerinden birinin elinde, ok ile yay vardı. Onu aldı, oku yaya takıp bana döndü ve; 'At!' buyurdu. Ben de; 'Başüstüne' diyerek, onun dilediği şekilde üç defâ attım. Sonra kendileri alıp attılar. Ok, az ilerideki bir ağacın gövdesine isâbet etti. O zaman; 'Şimdi cezâsını gördü' buyurdu. Ben; 'Allahü ekber' deyip tekbîr getirdim. Oradakiler de tekbîr getirdiler. Oradan ayrıldım. Sabahleyin öğrendim ki, o zâlim kişi, baygın bir şekilde yatağa düşmüş, nereden geldiği bilinmeyen bir ok kendisine isâbet etmiş, cezâsını böylece görmüş!.."
Bu mübarek zat, hikmetli, mânâlı sözler söylerdi:
"Baştan sona bana kâinâtın sırları açıldı. Bu hâle ulaşmayan zâten velîlik makâmına kavuşamaz. Cenâb-ı Hak; yer, gök, kabir, Cennet ve Cehennem ehlinin hâllerini evliyâ kullarına gösterir..."
El-İdrîsî hazretleri, gökyüzündeki meleklerin derecelerini ve tesbihlerini (Allahü teâlâyı anmalarını) işitirdi. El-İdrîsî hazretleri, güzel hâllere kavuşmasını şöyle anlatır: "On sene nefsimin hevâsından uzak durdum. Sonra on sene kalbimi nefsin arzularından korudum. Sonra da on sene sırrımı kalbimden uzak tuttum. Sonra bize verilenler verildi."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.