Bakalım Allahü teâlâ ne gösterecek bize…

A -
A +
Ebü'l-Hasan el-Harîrî, nasihat etmek için talebelerinden biriyle zalim Moğolların yanına gider.
 
Ebü'l-Hasan el-Harîrî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Havran'ın Benûz-Zeman aşiretindendir. Küçük yaşta ilim öğrenmek için Şam'a gitti. Şeyh Ebû Ali Mağribî'nin sohbetlerinde bulunarak, kemale geldi. 1247 (H.645) senesinde Şam'da vefat etti. Çok kerametleri görüldü. Bunlardan bazıları şöyledir:
Moğol istilâsı sırasında bir grup Moğol askeri Şam civarına gelip çok zulüm ve eziyet yaptılar. Bu durum üzerine Ebü'l-Hasan el-Harîrî, talebelerinden birine; "Gel seninle bu zalimlere gidelim!" dedi. O talebe çok korktu ve "Efendim, onlar bize zarar verirler. Biz yalnızız ve bir şey dememiz hâlinde, etrafa daha çok zarar verirler." dedi. Ebü'l-Hasan el-Harîrî "Kalk gidiyoruz. Bakalım Allahü teâlâ ne gösterecek!" buyurarak, bineğine bindi. Talebesiyle çadırların kurulu olduğu yere gitti. Onlar Ebü'l-Hasan el-Harîrî'yi tanımadıkları hâlde, sultanları karşıladıkları gibi, karşıladılar. Harîrî, heybet ve şiddetle onların karşılarına geçip, yaptıkları zulme son vermelerini, iyi kimseler olmalarını nasihat etti ve her kelimeyi söylerken, elindeki asasını yere vurarak tembihte bulundu. Reisleri bu sözler karşısında bir şey diyemedi. Başını önüne eğdi. Daha sonra adamlarını alıp o bölgeden uzaklaşıp gitti.
Büyük âlim Takıyyüddîn bin Salâh ile Ebü'l-Hasan el-Harîrî hazretleri bir yerde bir araya geldiler. Harîrî "Misafirimize bir şey ikram etmemiz icap eder." dedi. O anda oradan bir koyun sürüsü geçmeye başladı. Talebelerinden birine "Git, yüz dirhem kıymetinde olan şu vasıftaki koyunu al getir!" buyurdu. Orada bulunan Takıyyüddîn bin Salâh; "Herhâlde Şeyh hazretleri beni imtihan etmek ister. Bu koyunun etini yemeyeceğim" diye içinden geçirdi. Daha sonra sofra kuruldu. O esnada dışarıdan birisi geldi ve "Bugün buradan bir koyun sürüsü geçti mi?" diye sordu. Oradakiler "Niye soruyorsun?" dediklerinde "O sürüde yüz dirhem kıymetinde bir koyunum vardı. Vasıfları şöyle şöyle idi. Ben onu Harîrî hazretlerine ve sevdiklerine nezretmiştim" dedi. Oradakiler "Evet bahsettiğin vasıftaki koyun, şu sofradaki koyundur" dediler. O kişi de "Elhamdülillah koyun sahibini bulmuş!" dedi. O zaman Harîrî, Takıyyüddîn bin Salâh'a nazar etti ve "Kişi daima hüsn-i zanda bulunmalıdır" dedi. Takıyyüddîn bin Salâh "Tövbeler olsun, tövbeler olsun!" deyip af diledi."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.