AİLE – ÖĞÜT

A -
A +
"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça sineler onu top söndüremez.”
                                             
 
 
Kim daha çok sevebilir seni?
 
Islak bir kum tanesine yazılır kırgınlıklar, mutluluklarsa sadece rüzgâra emanet. Ne zaman üzülsek, ne zaman gözlerimizde iki damla birikse, ne zaman gitmek istesek bir yerden kaçarcasına bir yere, yüzümüzü ona çeviririz…
Yüreğinde merhameti aşina olanın hüznü de vardır. Okumasını bilen harf harf okuyabilir. Afrika’da açlıktan kemikleri sayılabilir hâle gelmiş bir çocuğun ekmek kırıntılarını yerken, takatinin tükenmesini bekleyen akbabanın resmini çeken gazetecinin bir süre sonra manzaraya dayanamayıp intihar ettiğini okumuştuk, çünkü akbaba o resim çekildikten sonra çocuğun naçiz bedenini yemişti. Kim olsa dayanamaz bu sahneye sanırım…
Bizim inancımızda muhabbet yukarıdan aşağıya, büyükten küçüğe, güçlüden güçsüze doğrudur…
Kendimizi yalnız ve çaresiz hissettiğimiz anlarda aslında en büyük gücün himayesindeyizdir.
En zor sınavlardan geçe geçe büyüyor insan, en zor yolculuklardan sonra varıyor gönlündeki en güzel emanete…
Kelebek misali uçabilmek için kozadan çıkmayı göze almak gerekecek…
Uçmanın başka yolu yok…
Kendimizi keşfetmenin…
Kendimizi, kendimizle büyütmenin…
Yazılmamış cümleleri yazmak için çıkmalı yolculuklara…
Gidilmemiş yerlerde, görülmemiş hikmetleri sezmek için yorulmayı göze almalı…
Yorgunluklardan sonra gelen keyfin tadını çıkartmalı…
Yeni bir kitaba bakar gibi bakmalı kâinattaki her şeye…
Düşünsenize, kendinizi keşfedeceksiniz öğrendiklerinizle…
Bu yeni bir dünyada yeni bir kişiyle karşılaşmak gibi bir şey…
Ne zaman hüzne düşseniz bu bir ikramdır, ne zaman derde düşsek bu bir ikramdır. Çünkü bize yeni bir şey öğretir, her zaman…
Derdi olan neylesin o zaman?
Derdi olan derdi verene baksın, derdi veren ona bakıyorken...
Dikkatle ve ferasetle…
Devrilmeden, tökezlemeden, üşenmeden bizi bizden daha çok sevene baksın...
              Nejla Sakarya
 
 
 
 
       
ŞİİR
 
                  EFENDİM
 
Şubat çok soğuk sürekli üşüyorum.
Hayale dalıp mâziyi düşlüyorum.
Tutun elimi efendim düşüyorum.
'Siz’den ayrı kalmak istemiyorum.
 
Bu gurbet ilde zaman geçmiyor 'Siz'siz 
Nasıl özlüyorum bir bilseniz.
Dudağımdaki duâlar bile nedensiz...
Sizden ayrı kalmak istemiyorum.
 
Bazen anlamsız olsa da zaman, 
Saatler geçmek bilmiyor işte o an!
Birer hatıra 'Siz’den arda kalan, 
Hepsi birer rüya imiş, gerisi yalan...
 
Hasretliği çekmek ne kadar da zor. 
İçimde büyüyor alevlenen kor!
Bu ayrılığı gel bir de bana sor,
'Siz’den ayrı kalmak istemiyorum. 
 
Rabbim! Sen beni lâyık bir talebe eyle!
Güzel hasletleri nakş eylediler, 
İlmek ilmek  sevgiyle,
Kavuşayım âhirette yüksek şefaatlerine...
 
           Müberra Önder-Kahramanmaraş
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.