AİLE- ÖĞÜT

A -
A +
Her kim kötülük tohumunu eker de, iyilik biçeceğini umarsa, yanlış fikre saplanmış, saçma bir hayâle bağlanmış olur.
 
 
Gönüllere yeni yollar açmak
 
Hani "insan yaşlanır ancak, gönül yaşlanmaz" denir.
Anlatılmak istenilenlerden birisi de; yani gönül küçükken büyür, sonra gençleşir ve son olarak delikanlı olup öyle kalır.
Ya da delikanlılıktan sonra gençleşir.
Ve ömrünün sonuna kadar böyle genç olarak kalır demek olsa gerek. İlkokullarda çarpan minik gönüller, ortaokul ve liselerdeki delikanlı gönüller ve diğer genç gönüller.
Gönül büyüyüp gençleşinceye kadar ve sonrasında kıvamdan kıvama girerken onu bekleyen tehlikeler de var.
Onun da dostu ve düşmanı var. Onun da hastalıkları ve çareleri var. Hastalıklarının doktoru var.
Bir mısra yazmıştım;
“Gönül hastalanmış ancak hastalığından bihaber,
Kulaklar duymaz ancak feryadı yüreği deler.”
İşte gönlün bir de böyle bir çıkmazı var. Bazen kendisinden habersiz yaşıyoruz. Bazen de kendisinden haberdar olsak da hasta olduğundan habersiz yaşıyoruz.
Yazdığım diğer mısra da şöyleydi:
“Gönlün dilinden ancak gönül anlar; yeter ki gönül kendini bilsin,
Bir gönül bulup onu sevsem; aşkı, sevgisi dertlerimi eritip silsin.”
Küçük, delikanlı ve genç bütün gönüllere ulaşmak gerekiyor. Gönüllere gönül olduğunu hatırlatmak için. Gönüllere erişmek için dar geniş kısa uzun demeden yeni yeni yollar açmalıyız.
Açmalıyız ki; o yollardan gönüllere sonsuzluktan beslenen merhamet, huzur ve gerçek sevgi akmalı.
Yeni yollar için gayretlerimiz olmalı ki gönüllerin yakalayacağı fırsatlarda payımız olsun...
            Ragıp Bayraktar-Uşak
 
 
ŞİİR
 
                 
                Dünya
 
Gülmeyen yüzlere sorarsan eğer,
Neye gülsünler ki gam ve keder,
Neymiş efendim para, mal ve mülk,
Yeter be yeter neymiş bu kadar keder?
 
Gülelim eğlenelim sevelim sevilelim,
Atalım gam ve kederi bu dünyada bir defa,
Gülmek insana yakışır, olsa da cefa,
Ağlamaktansa insana gelmez fayda.
                            Mücahit Demirci
 
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
DARÜŞŞİFA: Dâr: Arapça yurt, ev, yer gibi anlamlara gelmektedir. Şifâ kelimesi de hastalıktan iyi olma anlamındadır. Bu iki kelimeden birleşik bir kelime yapılarak "şifa bulma evi" gibi bir kelime oluşturulmakla birlikte bu kelime Osmanlı’da akıl hastaneleri için kullanılmıştır.
Şair Osman Nevres’in hapishaneye gönderilirken söylediği meşhur mısraı berceste şöyledir:
Sille-yi dâr-üş-şifâ’dır sanmayın gök gürlüyor,
Bu yağan yağmur değil Asuman ağlar bana.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.