AİLE- ÖĞÜT

A -
A +
Allahü teâlâyı tanıyan, O'nun rızasına kavuşmak için çalışır...
 
 
Daktilodan çıkan sesler -1-
 
Kulağında yankılanan "tak tak" sesleri dedesinden yadigâr kalan daktilosuna aitti. Onun için daktilo dünya demekti. Çünkü renksiz dünyasında, baharın taptaze kokusuyla yağmurun misafiri olarak gelen bir gökkuşağı olmuştu bu güzel şey. Çünkü daktilo, onun sessiz dünyasında yavru kuşların cıvıltısı, şen çocukların bağrışmasıydı. Aslında o, daktilonun sesini duymuyordu. Kendi dünyasında hayal ettiklerini duyuyordu basıp basıp yazdığı her hece için. Asıl olan o işitmiyordu. Kendini dinliyor, çağının gereksiz bütün tartışmalarına hiç zahmet etmeden kulak tıkayabiliyordu. Yaşıtlarından farklıydı, düşünüyordu en önemlisi okumak diyordu, daha çok okumak, yazmak… Belki de dedesinden öğrenmişti tüm bunları. Zaten daktiloya sahip bir insan başka ne istese ondan daha güzel olabilirdi ki! Bir dedenin kocaman nasihatleri ve bıraktığı dev bir daktilonun sesi…
Daktilo dedik, peki daktilo nedir, ne değildir? Zamane gençlerinin kibarlaştırılmış hâli ile "o nedir" sorusuna maruz kalan keşfedilmemiş bir dünyadır o. Fakat daktilo bir eşya değildir, elmas değildir ki değeri pahasına biçilsin. O, el hareketleriyle tasvir edilmeye çalışılan ama asla kelimelere dökülemeyen bir yolculuktur. Şimdilerde telefon klavyelerine hapsolmuş gençliğin bir zamanlar mısra mısra şiir dokuduğu bir kilimdir. Aynı daktilolarda kim bilir hangi güçlü kalemlerin ruhu dokunmuştur. Geçmiş, belki de bundan dolayı daha değerli görünür gerçeklere kör olduğumuz gözlerimizde. Daha değerlidir sözler, gerçeklere sağır olduğumuz kulaklarımızda...
            Fatma Sümeyye Pak-Nevşehir
 
ŞİİR
 
                  BABAMA
 
Gözlerimde mühürlenmiş bir an:
Çatırdayarak göçmüş bir çınar.
Ömrünün zembereği boşaldığından
Yolunun sonu bir mezarlığa çıkar.

Gözyaşlarımla sulandım, fidandım.
Şimdi bir baba olarak kök saldım.
Yapraklarımla Allah'a yalvardım:
Cennetinde babamla buluşayım!
 
             Bilal Metin-Eskişehir
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
TEBESSÜM: Dilimize Arapçadan gelmiş olan bu kelime yakın zamana kadar hafif gülümseme için kullanılmıştır ve gülüşlerin en güzel olanıdır. Tebessüm eden insana mütebessim denir.
“Ah nice canlar yaktı o nezaketle tebessüm
Şir’in dahi cana kastetmesi gülerektir.” Ziya Paşa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.