İdealler ve İnsan -2-

A -
A +
Gelişmiş medeniyetlerin 20-30 hatta 100 yıllık uzun vadeli hedefleri, idealleri vardır. Ve bu idealler kendi kapasitelerine; tabiri caizse hadlerine göredir. Buradaki ince çizgiyi bilmek ve onun altını kırmızı çizgiyle belirginleştirmek konuyu anlatmamızı kolaylaştıracaktır.
Haddin bir dozu, bir ayarı olmalı ona göre hareket edilmelidir.
İnsan sürekli gelişmeye akabinde değişmeye açık olarak yaratılmış bir varlık. Dünya, insanın fıtratını iyi tanıyan kötü niyetli emperyalistlerle dolu… İdealist olmadan başarıya ulaşabilen bir tek bir görüş ve doktrin yok! Bizim bilmemiz ve yapmamız gereken ideallerimizi millî şuurda kurgulamak ve yabancılaşmamak. Yazımızın daha üst satırlarında dile getirdiğimiz gibi ne olduğumuzu, nerede, ne zamanda ve ne durumda bulunduğumuzu bilerek millî ve tarihî bir şuurla hareket etmeliyiz. Öncelikle biz kimiz? En önemli sıfatları Müslümanlığı ve Türklüğü olan 21. yy gençleriyiz… Hedefimizde, gayemizde kim olduğumuza göre şekillenecek. Sıradaki suale hazır olun… Ne durumdayız? Milletinden kopmuş, kendisiyle bütünleşmekten uzak bir hâldeyiz… Çeşitli fikirlerin tuzağına düşürülmüş, inançlarını başka ülkülere satanlar tarafından kandırılmış ve en önemlisi de ülküsüz kişi ve kadroların yönetimlerde bulunduğu bir hâlde, zamandayız… Ne yapabiliriz? Öncelikle hepimiz bireysel olarak kendimizi geliştirmeliyiz. Ormanda yangın, bir kibrit çöpüyle vuku bulur. Biz yanmadıkça yakamayız…
Sözlerimi büyük mütefekkir, dava adamı, idealist Üstat Necip Fazıl'ın ufkunda hayalinde olan gençlikle bitirmek işitiyorum:
İçi alev alev Müslüman, dışı pırıl pırıl Türk ve içi dışına hâkim, dışı içine köle, yeni Türk nesli! BEKLİYORUZ VESSELAM… Sosyal Bir Sermaye: İNSAN
              Cemal Berktaş
 
 
 
ŞİİR
 
                       BİLİNMEZ
 
İçimden bir ses yükselir bilmem ki nece,
Sorar kalbime, nerede? Kaçı kaç geçe?
Girift sorunun üstünde çelikten peçe;
Ne gün başlar? Derin karanlık, uçsuz gece...
 
Bu hayat, bu ömür, bir bilinmez bilmece;
Yaşamak dediğin baştan başa düzmece.
Seneler hazırlık imtihan son salise,
Bilmem ki ne olur? Son nefeste son hece...
 
                      Ahmet Emin Odacıoğlu
 
 
UNUTULMAZ HATALAR
 
Berlin Duvarının demokrasi uğruna halkın dayanılmaz baskısıyla filan yıkıldığını mı zannediyorsunuz. Okuyun öyleyse...
1989’da Doğu Alman politikacılarından Günther Schabowski, Doğu Almanya’dan çıkmak isteyenlere Batı Almanya’ya vize verileceğini açıklayan bir basın toplantısı düzenler. Ancak konuşmasında, yanlışlıkla seyahat kısıtlamalarının tamamen kaldırıldığını ima eder. Bunu işiten gazeteciler durur mu? Hemen kararın ne zamandan itibaren geçerli olacağını sorar. Schabowski omuz kaldırarak “Şu andan itibaren” cevabını verir.
Basın da haberi böyle yayınlar. İnsanlar sınıra hücum eder ve geçiş izni ister.
Böylece Schabowski, Almanya’nın birleşme tarihinde, kazara da olsa önemli bir yer elde etmiş olur. Halkın o hâlini gören hükûmet bir isyanla uğraşmaktansa, duvarın kaldırılmasına böylelikle karar verir.”
 
İntikam alarak pişman olmaktansa affederek pişman olmak daha iyidir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.