Tarihten bugüne sedir

A -
A +
Ülkemiz ağaç çeşidi bakımından çok zengindir. Bu zenginliğin içinde, başlı başına bir zenginlik kaynağı olan ağaç var ki o da sedir ağacıdır. Bu ağaç çeşidi, bütün Toroslarda kendiliğinden yetişir. Ayrıca, Erbaa ve Niksar bölgesinde de bir miktar bulunur. Ülkemizde 110 bin hektar ormanı bulunan sedir, 40 metreye kadar uzayabilir. Bu ağaç için tarihte savaşlar bile çıkmış. İşte tarihî hâdiselerden birkaç örnek:
Mısırlılar M.Ö. 2600’lü yıllarda sedir tomruklarından 45 m boyunda gemiler inşa etmişler, Firavun saraylarının kapılarını da sedirden yapmışlardır.
Tarihte büyük bir ticaret ve deniz gücüne sahip olan Fenikeliler bu güce sedir ağacı ticareti yaparak ulaşmışlardır.
Firavunların tabutları sedirden yapılmış, sedir odunundan elde edilen beyaz reçine ile ölüleri mumyalamışlardır.
Gılgamış Destanı’na konu olan savaşlara, sedir ağacına sahip olabilme arzusu sebep olmuştur.
Sedir tohumu reçinesi, Asur tarihinde bir savaş alanı ve haraç konusu olmuştur.
Roma hâkimiyetine giren Lübnan’da, İmparator Hadrianus tarafından M.S. 134 yılında sedirin korunması ile ilgili bir kanun çıkarılmıştır.
Dünyanın 7 harikasından biri olan Efes’teki Artemis Tapınağı’nın çatısı sedirden yapılmıştır.
Sedir tomruğu, en başta Hicaz Demiryolu inşaatında olmak üzere, Osmanlı Devleti zamanında da çok kullanılmıştır...
          Nagehan Tuşba-Trabzon
 
ŞİİR
 
          Güldenur’dan
Her mahlûkun dili vardır gizlice
Hamdeder Rabbine her an dediler
 
Bu âlemde binlerce güzellik var
Hepsini yaratan Hakdır dediler
 
Bilmedim ben benden başka bir güzel
Onu sor sen bülbüllere dediler
 
Gülden güzeli yoktur bülbül için
Asumana çıkar şivanı dediler
 
Aynada gördüğün o güzelliğin
Bir gün gelir elbet ararsın dediler
 
Baki kalsa da binlerce çağlara
Kıyamet büsbütün siler dediler
 
Ne köşkün olur ne yerin cennette
Sonsuz bir derde düşersin dediler
 
Gel yakma bu güzel simanı narda
Cennette huriler gibi dediler
                  Yavuz Örnek
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
SATH-I MAİL:
Arapça kökenli bu terkipte “satıh” kelimesi “yüzey” anlamına gelmektedir. “Mail” kelimesi ise bugün elektronik posta kutusu olan “e-mail” anlamında değil yine Arapça kökenli olup “eğimli, yokuş aşağı, eğim” gibi anlamlarda kullanılmaktadır. “Sath-ı mail” deyimi genel olarak seçimler için kullanılagelmiş olup “seçim sürecine girildi” anlamında bir söylemdir. Buna benzer terkip olarak “sathı arz: yeryüzü”, “sath-ı derya: denizin üstü" gibi örnekler de verilebilir.
 
GÜZEL SÖZ
 
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.