GÜZEL SÖZ

A -
A +
 Gönülsüz yenilen aş, ya karın ağrıtır ya baş!..       Uludağ -1-   Hep dikkat ederim akşam olurken eskilerin Keşiş Dağı dedikleri Uludağ, koyu mavi bir gölgeye bürünür. Gazi Orhan Bey tarafından milâdın 1326. senesinde fethedilen pâyitaht-ı kadim Bursa şehri, o mavi gölgenin eteğine sokulur ve teslim olur geceye. Uludağ bağrına basar Bursa’yı ve şehir derin uykulara dalar. Bursalı için sıla hasreti bu ulu dağın gölgesinden çıkınca başlar. Bursa’nın nesi var nesi yoksa Uludağ’dan gelir. Uludağ olmasa ne nâmı ‘Yeşil Bursa’ olurdu ne de Evliyâ Çelebi o meşhur ‘velhasıl Bursa sudan ibarettir’ sözünü söylerdi. Uludağ vadilerinden şehre doğru süzülen sayısız pınar âdeta can verir Bursa’ya. Uludağ anaçtır, emzirir Bursa’yı şefkatle öpe koklaya. Hele siz o pınarların coşkusunu baharda görün. Kürekli, Saitabat, Aras ve daha onlarca çağlayandan, doruklarda karlar eridikçe birer ab-ı hayat kaynağı gibi dökülürler Bursa ovasına. Gelirken sayısız çiçeğin böceğin ve ağacın selamını da indirirler Bursalılara. Güz geldiğinde bilhassa teşrinlerde, kestanelikler sararmaya yüz tutar, Maksem yamaçları kuzu kestane yatağı olur. Dilden dile dolaşan bir masala göre vakıftır Bursa kestaneleri, yani çıkmak toplamak yemek herkese helaldir. Haziran ayında binbir türlü çiçek açar Uludağ yaylalarında. Mavinin, sarının, pembenin her türlüsü yeşilin en göz alıcısı uçsuz bucaksız yayla çayırlarını halı gibi döşer. Arılar en çok bu vakitler yorulurlar çünkü hangi çiçeğe konacaklarını hangi bal özünü taşıyacaklarını şaşırırlar. Pervaneler iplik gibi su içerler kayaların arasından...           Volkan Topalak     ŞİİR             GELİR            (Necip Fazıl Kısakürek) Pervane dediğin, çerağa gelir; Sular, kıvrım kıvrım, ırmağa gelir. Bülbül kovuldu mu dil bahçesinden, Gak gak, karga; vak vak, kurbağa gelir.   O yön ki, ezelle ebet arası Ne sola kıvrılır, ne sağa gelir. Gam çekme, böyle gitmez bu devran, Nihayet sonuncu durağa gelir.   Hasretle beklenen gelir mutlaka; Sultan fikir, şanlı otağa gelir. Yırtılır güneşin kapkara zarı, Dünyamız yepyeni bir çağa gelir.   Füzeler kağnıya döner ve nöbet, Işıktan da hızlı Burağa gelir. Gökyüzü, yeryüzü, helalleşirler, Nur, kaçtığı yerden toprağa gelir.   Birleşir, kupkuru dalla yanık kök, Yemyeşil bir ışık, yaprağa gelir. Kal'anın burcunda çakar işaret; Millet, dalga dalga bayrağa gelir.       UNUTULMAZ KELİMELER   MÜTEŞEKKİR: Arapça kökenli bu kelime, günümüzde hâlen kullanılan “teşekkür” kelimesinden türetilmiştir. Bu kelimede karşılıksız yapılan bir iyilik için duyulan minnettarlık ifade edilir. Kendisinin mutlu ve memnun olmasına vesile olmuş; bir karar bir eylem bir yardım vb. yapmış kimseye “teşekkür ederim” yerine “müteşekkirim” kelimesi kullanılırdı. Tabii bu kelimeyi kullanmak aynı zamanda kullanan kimsenin nezaket ve kibarlığını da gösterirdi…   NAMÜTENAHİ: Farsça “na” olumsuzluk ön ekiyle Arapça sonu olan anlamındaki “mütenahi” kelimesinden türetilmiş bir kelime olup sonsuz, ucu bucağı ve sonu olmayan anlamında yeni bir kelime türetilmiştir. Aslında Arapça olan mütenahi sonlu anlamına gelir. Başına gelen -na- olumsuzluk eki ile bu kelime olumsuzlaştırılmış yani kelimeye sonu olmayan anlamı kazandırılmıştır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.