Kök boyası kültürümüz

A -
A +

 

Kök boya pamuk ve yün tekstil ürünlerine renk vermek için bitki ve böceklerden elde edilen tabiî boyaydı. Bu boyalar halk arasında “kök boya” olarak bilinir. 19. yüzyıl ortalarına kadar yaygın şekilde uygulanan bu yöntem sentetik boyar maddelerin bulunması ile önemini yitirir oldu. Kilimcilik ve halıcılık sanatının yapıldığı bazı bölgelerde, az da olsa, kök boyadan istifade edilmektedir. Tabiî boyacılık, tabiattaki bazı böceklerle çoğu bitkilerin kökünden, dalından, yapraklarından, çiçek ve meyvelerinden faydalanılarak yapılırdı. Bunlardan bitkilerin dalından, yapraklarından, çiçeklerinden, meyvelerinden ve böceklerin kabukları ile yapılan boyamaya çöp boya denirdi. Doğada boyar maddeli pek çok bitki vardır. Ancak hem çekici renkler, hem de ışığa, suya ve yıkanmaya karşı yüksek haslık derecesi sağlayan bitkiler ile canlılar boya maddelerinin en değerli olanlarıdır. Bu tür bitkiler ve canlılar geçmiş yüzyıllarda özel olarak yetiştirilmiş ülkeler arasında önemli bir alışveriş malı hâlini almıştır. Kök boya: Yün boyacılığında kırmızı elde etmek için en fazla kullanılan bitki kök boyadır. Anadolu’da çok değişik isimleri vardır. Boya çili, boyalık kökü, boya pürçü, boya sarmaşığı, kuş dolaştıran otu, dil karartan, kırmızı boya, kırmızı kök, yapışkan yumurta boyası vs. gibi. Bu bitkinin uzun dalları sarmaşık gibi toprağın üzerinde uzayan veya başka bitkilerin üzerine tırmanan çalı görünüşünde olup yapraklarının alt yüzü kedidili gibi tüylüdür ve ele yapışır. Anadolu’nun hemen her yerinde yetişir. Boya için kökler kullanılır. En az üç yaşına gelmiş bitkilerin kökleri iyi sonuç verir. Bunlar ilkbahar ve sonbaharda toplanır. Taze olarak veya kurutulup öğütüldükten sonra da kullanılır. Tarihte “Türk kırmızısı” olarak bilinen renk, kök boya kullanılarak yapılan ve haslık derecesi çok yüksek olan bir boya çeşididir. Kök boyada bulunan birçok boyar maddenin en önemlisi olan “alizarin”in sonradan sentetik olarak elde edilmesi ile boyama usullerinde önemli değişiklikler oldu. Daha sonra anilin boyaların geliştirilmesiyle kök boya kullanımı giderek azaldı.     ŞİİR   Verir Sinelere kor alevler düşünce, Gonca güller, yaseminler boy verir. Yaşlı gözler vuslatına erince, Fâni canı yâr uğruna koyuverir. Nebi aşkı gönülde yer tutunca, Rabbim Hacc-ı Mübarekte Say verir. Aydınlıklar karanlığı yutunca. Umudum imanlı salih soy verir. Erenlerin sohbetini tadınca Karanlık gecene nurlu ay verir. Dert yüküne sabır tacı takınca, Aşkın yoluna koşturan tay verir. Tefekkürle şu âleme bakınca, Ne gördüysen o kudretli Hayy verir. Gözyaşını ameline katınca, Takva ile süslü güzel huy verir. Mahşer günü o Resul’e varınca Sancağın altında neşe toy verir. O Rahman'ın rahmetleri yağınca, Cennetinden tükenmeyen pay verir. Zuhal Güzel     SAĞLIK OLSUNYılancık: Deride meydana gelen bir çeşit enfeksiyondur. Tıptaki ismi “erizipel”dir. Deride, kesin olarak sınırlanmış bir ödem, kırmızılık, parlaklık, sıcaklık ve ağrı vardır. Mikropların giriş yeri deri ve mukozadaki çatlak ve sıyrıklardır. Hastalık iyileştikten sonra bağışıklık bırakmaz. Bazı şahıslarda yılancığa karşı bir yatkınlık vardır, sık sık hastalanırlar. Kuluçka devri ortalama 3-4 gündür. Hastalık aniden titreme, yüksek ateş, hâlsizlik, baş ve vücut ağrıları ve hasta deride gerginlik hissi ile başlar. Hasta deri kısmı sıcaktır. Hastalanan deri kısmına yakın bölgedeki lenf düğümleri şişer ve ağrılıdır. Yılancık en fazla yüzde görülür, vücudun diğer yerlerinde de meydana gelmesi mümkün olmakla beraber bu durum nadiren görülür. Antibiyotikler bulunmadan önce öldürücü bir hastalık olan yılancık bugün önemini kaybetmiştir. Tedavide en önemli ilâç penisilindir. Ayrıca hastaya yatak istirahati; sıvı gıdalar, ateş düşürücü ve sakinleştirici ilâçlar verilir.  
ATASÖZÜ “Ağaca dayanma çürür, insana güvenme ölür.”  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.