Bakanın bakıp da anlamadığı eser -1-

A -
A +

1071 yılında Sultan Alparslan, Malazgirt Zaferi’ni kazanıp Türklere Anadolu’yu yurt edindirdiği yıllardır… Sanat edebiyat ve siyaset üçü bir arada olduğunda devletler zirve yapar.

Kâşgarlı Mahmut da Divan-ı Lügati-t Türk isimli şaheserini 1072 yılında yazmaya başlamıştır. Tam dört defa günceller bu nadide eseri ve 1074 yılında tamamlar.
Peki bu eserin günümüze kadar gelmesi nasıl olmuştur? Şimdilerde bırakın eserin içeriğini ismini bile söyleyebilenlerin sayısı üçü beşi geçmez ama Divan-ı Lügatit’t-Türk’ün varlığı bilinmekle birlikte 1914 yılına gelinceye kadar tek bir nüshasına bile ulaşılamamıştır.
Bu eserin bir nüshası eski Maliye Bakanlarından Nazif Bey’in kitaplığındadır ama Sayın Bakan, Türk dili ve kültürü bakımından bu eserin önemine vâkıf değildir. Allah’tan önemli bir eser olduğunu düşünür. Ve yakınlarından bir kadına kitabı vererek der ki:
“Bak sana bir kitap veriyorum. İyi sakla… Sıkıştığın zaman sahaflara götür. Altın para ile otuz lira eder, aşağıya verme.”
Bir süre sonra paraya ihtiyacı olan bu kadın, kitabı Sahaflar Çarşısındaki kitapçı Burhan Bey’e götürür ve otuz liraya satmak istediğini söyler. Sahaf, kitabı yüksek bir fiyatla satmak niyetiyle Maarif Bakanı Emrullah Efendi’ye götürür. Sağ olsun Bakan Bey, kitabı İlmiye Encümenine havale eder. Kitabı incelemek için bir hafta süre isteyen encümen, bir hafta sonra kitaba on lira değer biçer. Sahaf ne yapsın, kitabın kendisinin olmadığını, sahibinin otuz liradan bir para bile aşağıya inmediğini söyleyince Encümendekiler (!) cevap verir:
“Biz otuz liraya bir kütüphane satın alırız. Al kitabını, istemiyoruz”
Koskoca encümen… Kitabı Burhan Bey’e geri verir. İşte tam da o günlerde, ömrünü ve servetini kitaplara adayan, haftada birkaç defa Sahaflar Çarşısına uğrayıp, kitapçıları tek tek dolaşarak yeni bir şey olup olmadığını sormayı alışkanlık edinen Ali Emîri Efendi, kitapçı Burhan Bey’in dükkânına uğrar. Yeni bir şey olup olmadığını sorar.
Sahaf Burhan Bey:
“Bir kitap var ama sahibi otuz lira istiyor” diyerek olanı biteni anlatır ve sürenin ertesi gün dolacağını, yaşlı kadının kitabı almaya geleceğini söyler.
 
ŞİİR
 
Bestekârını Arayan Şiir (*)
 
Eylül ve Leylâ
 
Hava bi gariiib, kuşlar bi garib öter...
Güzel gözlü Leylâ’m, nerelere gider;
Kim bilir hangi ellerde, neyler, nider?
Gökte uçarken kuşlar da ağlar mı?
 
Leylâ! Böyle vakitsiz nereye gidersin?
Bir bilinmez âleme bizleri de sürüklersin;
Seni ölüme götürenler onmasın, gülmesin;
Zalimi zulema, yeni kurbanlar arar mı?
 
Bakışlar dalgın, duygular meçhule sürgün,
Bir dinmez acıda yürekler doldu bugün,
Yürekten gözlere doldu boşaldı bugün;
Yaşlar sel olur, zalimi bulur, boğar mı?
 
Ne söyleyen biliiir, ne bilen söyler..
Bir haber… Bir ümit.. Analar, nafile bekler!
Ne Eylül ne Leylâ; geri dönmeyecekler..
Mezar taşları şimdi onları yazar mı?
 
Bu kaçıncı Leylâ, kaçıncı Eylül ya Rab!
Gönlüm öyle perişan, öyle harab!
Gözlerim yaşlar içinde düşerken bitab,
Baktıkça resimlerine durup durup ağlar mı!
                                   Halil Selâmi İzmirli
 
(*) Geçtiğimiz aylarda biri Polatlı’da diğeri Ağrı’da hunharca katledilen iki minik yavrumuz Eylül ve Leylâ’nın ölümüne ithaf edilen şiirdir.
 
 
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
TIRNAK BAKIMI:
Tırnaklarınızın bakımı için birkaç minik tavsiyeye ne dersiniz? Bulaşık ve çamaşır sırasında eldiven giymeyi unutmayın! Ellerinizi ve tırnaklarınızı nemlendirmeyi unutmayın. Tırnakları, kazımak yahut çıkarmak için kullanmayın. Tırnak yemeyin ve kenarlarındaki ölü derileri koparmayın. Mümkün olduğunca az aseton veya tiner kullanın. Kanser, kalp yetmezliği ve şeker hastalığı gibi rahatsızlıklar, tırnaklarda donuklaşmaya veya tırnak uçlarında koyu çizgilere sebep olabilir, dikkatli olun. Kronik bronşitte tırnaklar sarı yahut yeşil bir görünüm alabilir. Akciğer rahatsızlıklarında parmak uçlarına doğru bükülebilir. Mantar ilâçları veya akrilik oje kullanırken tırnak deriden ayrılabilir. Sedef hastalığında tırnakta geçici çukurlaşmalar görülebilir.
 
ATASÖZÜ
“Aba vakti aba, yaba vakti yaba alan yanılmaz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.