Tıp ilerledi ama ne kadar? -2-

A -
A +
Tıp ilerledi gerçekten… Cihaz ve malzeme açısından akla ziyan başarılara imza atıldı. Renkli tomografiler, laboratuvarlarda hematoloji testlerinde en yeni sistemler, biyomikroskoplar vb…
Ama bu kadar ilerlemeye rağmen insan denilen muammanın nice dertlerine derman olunamadı olunamıyor…
Oysa hiç de abartmadan sadece insanın vücudunu bir bütün olarak değerlendiren ve insanı makine gibi değil de “insan” gibi gören bir tedavi yöntemine ne dersiniz?
Bu yöntem 5000 yıldan beri özünde hiçbir değişikliğe gitmemiş ve o zamandan bu zamana özünden hiçbir şey kaybetmemiş.
Üstelik o trilyonluk cihaz ve malzemelerin çözüm bulamadığı yüzlerce hatta binlerce vakaya mütevazı iğneleriyle çözüm sunuyor, sunabiliyor.
Daha da enteresanı, modern tıbbın kimi temsilcileri bu tedavi yöntemini küçümseyerek hatta karalayarak önermese de, insanlar onulmaz dertlerine şifa için en son çare olarak da olsa bu yönteme yöneliyor. Ama buna rağmen kimileri kendileri iyi edemediği gibi, hastasını iyi edenlere de göndermek istemiyor. Daha da enteresanı, tedavi edenin nasıl iyi ettiğini bir hekim olarak merak bile etmiyor. Hâlâ da merak edenlerin sayısı etmeyenlere göre devede kulak misali…
Bu yönteme önceleri ABD’de “şarlatanlık” diyenler, tedavide başarısız kaldıkları hastaların bu yönteme yönelmeye başladığını görünce, mecburen bünyelerinde bulundurmaya başladılar. Tabii adını kibar bir şekilde değiştirip “komplamenter tedavi” veya “yardımcı tıp” diye adlandırdılar.
Avrupa’da ve Amerika’da enstitüleri kuruldu. Çünkü Batı’da hastalar öncelikle bu yöntemi istiyordu. Türkiye’de de 1970’li yıllarda filizlenen bu yöntem, her ne kadar yurt dışına giden ve orada bu yöntemi bilen zengin iş adamları, bürokratlar siyasiler vb. tarafından kullanılıyorsa da, 90’lı yıllardan itibaren yavaş yavaş halkın da istifadesine sunulmaya başlandı.
Dünya Sağlık Teşkilatı’nın 1974’te kabul ettiği bu yöntemi, Sağlık Bakanlığımız da 1991’de kabul etmişti. Her ne kadar tedavi ücreti, Batı’daki gibi sosyal güvence kapsamına henüz alınmasa da insanlar, sağlığı için ücretini cebinden de ödemeye razıydılar. Yeter ki derde deva bulunsun… Ne miydi bu yöntem? Bir kelimeydi: Akupunktur...
          Yavuz Selim
 
 
 
ŞİİR
 
 
        Son kez mi geldin?
 
Rüzgâr saçlarımdan süzüp geçiyor
Yağmur gözlerimden öpüp gidiyor
Sararmış yapraklar elveda diyor
Sonbahar ömrüme son kez mi geldin?
 
Kırmızı çiçekler kuruyup kaldı
Kuşlar okumadı bakışıp daldı
Sessizce ayrılık şarkısı çaldı
Sonbahar ömrüme son kez mi geldin?
 
Bilirim ki kıramazsın kalbimi
Gel sorumu sen cevapla samimi
Bir kez karşılaşmak imkânsız dimi?
Sonbahar ömrüme son kez mi geldin?
 
Kaç senedir izliyorum gelmeni
Her gelişin masal gibi yepyeni
Hiç de böyle üzgün görmedim seni
Sonbahar ömrüme son kez mi geldin?
 
Korkak mı gözüktüm? Hiç sanmıyorum
Ölüme hazırım, hiç korkmuyorum
Ben veda etmeden hoşlanmıyorum
Sonbahar ömrüme son kez mi geldin?
 
       Şair Yazar-Elvin Mütaliboğlu
 
 
MERAKLI BİLGİLER
 
Galata Kulesi ne işe yarardı?
Galata Kulesi, çeşitli zamanlarda şu amaçlarla kullanılmıştı: 1. Bizanslılar zamanında deniz malzemeleri deposu olarak kullanılmıştır. 2. Fetihten sonra gözetleme kulesi olarak kullanıldı. İstanbul başşehir olduktan sonra da “Nöbet Kulesi” yapıldı. Burada 5 vakit “Çalıcı Mehter” tarafından “Osmanlı Nöbeti” (İstiklâl Marşı) çalınırdı. 3. Kânûnî devrinde zindan hâline konuldu. Buraya 31 esir hapsedilirdi. 4. Başbakanlık Arşivinde bulunan vesikalara göre burası bir ara çalıcı mehter koğuşu hâline getirilmişti. Daha sonra yangınları ihbar etmek için kullanıldı. 5. Dördüncü Murad zamanında donanmaya ait malzeme deposu hâline getirildi. 6. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, buraya deniz araçlarına işaret vermek için bir askerî müfreze yerleştirildi. Yakın tarihe kadar özel bayraklarla yangın ihbar görevi yapan kule, bugün turizm tesisi olarak kullanılmaktadır.
 
ATASÖZÜ
 
Bilinmedik aş, ya karın ağrıtır ya baş!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.