Muharrem ayının düşündürdükleri -1-

Sevgili Peygamberimiz Muhammed "sallalahü aleyhi ve sellem" efendimiz ve sahabe Efendilerimizin "rıdvanullahi aleyhim ecmain" ramazan orucu farz kılınmadan önce muharrem ayında oruç tuttuklarını biliyor muydunuz? Açıkçası bu bilgiyi belki de birçok Müslüman kardeşim bilmiyordu. Elbetteki bu aydaki oruç, ramazan orucu gibi İslamın beş şartından değildir ama takva anlamında içerisinde bulunduğumuz muharrem ayında müminler bu sünnete uygun olarak oruç tutarlar. Şuurlu bir şekilde idrak etmeye çalışırlar. Müslümanların kullandığı hicri takvimde muharrem ayı birinci aydır ve muharrem ayının birinci günü de Müslümanların hicri yılbaşıdır. Müslümanlar yılın bu ilk gününü ve gecesini çeşitli ibadetlerle feyiz içerisinde geçirmeye gayret ederler. Muharrem ayının ilerleyen günlerinde de bu ibadet coşkusu artarak devam eder.

Muharrem ayında biz Müslümanları ilgilendiren birçok hadise meydana gelmiştir. Örneğin, başta Hazreti Âdem olmak üzere, Hazreti Nuh, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti Davud, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Eyyub, Hazreti Yunus ve Hazreti İsa gibi peygamberler Aşûre günü, özel olarak bazı nimetlere ermişler, bazı sıkıntılardan kurtulmuşlardır. Müminler de bu mübarek günleri vesile ederek hata ve günahlarından kurtulmak için Rabbimize dualar ederek tevbe istiğfar ederler. Bu mübarek ayda bu kurtuluşa erme fırsatını kaçırmamalıyız.

Aşûre günü adı verilen 10 Muharrem gününde meydana geldiği rivayet edilen diğer bazı önemli olayları da kısaca şöyle sıralayabiliriz;  

*Rivayete göre, Hazreti Nuh’un gemisi Tufandan kurtulup, Cûdî dağına Aşûre günü oturmuştur. Bilindiği üzere, Hazreti Nuh, Allah’ın emri üzerine kendine inananları yaptığı bir gemiye bindirmiş, tufan gerçekleşince, inanmayanlar suda boğularak helak olmuşlardı. (Hûd, 25-43) b. Hazreti Âdem'in tövbesinin kabul edilmesi... 

*Hazreti İbrahim’in, Nemrut’un ateşinden kurtulması...

*Hazreti Yakub’un oğlu Yusuf’a kavuşması...

*Hazreti Musa ve İsrail oğullarının Firavun'un zulmünden kurtulmaları, 10 Muharrem (Aşûre) günü gerçekleşmiştir.

Mübarek muharrem ayı, Kur’ân-ı kerimde geçen dört haram aydan birisidir...

 

 

 

 

 

 

Vefa nedir bilmiyorsan

Gönüllere girmiyorsan

Gözyaşları silmiyorsan

Şair olman neye yarar?

 

Gurur kibir sende ise

Gıybet küfür sende ise

Riya cila sende ise

Şair olman neye yarar?

 

Merte pusu kuruyorsan

Dosta sırtın dönüyorsan

Mazlumlara vuruyorsan

Şair olman neye yarar?

 

Pisliklere bulaşansan

Zenginlere yılışansan

Zor görünce sıvışansan

Şair olman neye yarar?

 

Aşka mezar kazan isen

İçip içip sızan isen

Baş örtene kızan isen

Şair olman neye yarar?

 

 

 

 

ÇEMBERLİTAŞ:  Çemberlitaş’taki bu sütunun Roma’dan getirildiği ve boyunun 176 metre olduğu rivayet edilir. Dokuz parça kırmızı porfir kitlesinin üst üste konulmasından meydana gelen sütunun bugünkü yüksekliği 57 metredir. Sütun altıgen mermer kürsü ve porfirden taban üzerine oturmaktadır. Sütunun tepesinde de bir zamanlar üzerinde bulunan heykeli taşıyan kırmızı Mısır porfirinden bir taban bulunmaktadır. Sütun, İstanbul’un kuruluşu sırasında Roma’dan getirtilmiş ve üzerine Büyük Konstantinos kendi heykelini diktirmiştir. Geçen zaman içinde buradaki imparator heykelleri de değişmiştir. Birinci Alexsioz Kommenos, sütunun üzerine yaldızlı bir haç ve bir kitabe koydurmuştur.

Osmanlılar devrinde fazla değişiklik görmeyen bu Dikilitaş’ın sadece tepesindeki haç indirilmiştir. 1672’deki büyük İstanbul yangınında, etraftaki büyük sıcaklığın neticesi, sütunun porfir blokları çatlamıştır. Sultan İkinci Mustafa devrindeki kentsel dönüşümde dikilitaş sağlamlaştırılmak için, tabanı üç blok hâlinde duvar içine alınmış ve sütun çemberlerle sağlamlaştırılmıştır. Bu tarihten sonra Dikilitaş “Çemberlitaş” olarak anılmaya başlamıştır.