Kapısı açık hazine Yunus Emre

A -
A +
Allahü teâlâ nelere kadirdir. Yunus aleyhisselamı balığın karnında muhafaza etmiştir. Sekiz yüz senedir de Yunus Emre hazretlerini şiirlerle gönüllerde yaşatmaktadır. Zaman, bu Allah dostunun şiirlerinde kendini kaybetmiş. Mana, anlaşılabilenin ötesine geçmiş. O saf ve güzel Türkçe ise her türlü felakete karşı Yunus Emre hazretlerinin şiirleriyle değerli bir elmas gibi korumaya alınmış. Günümüz insanının başlıca problemlerini bu yazı ekseninde sıralayacak olursak: Çağa ayak uydurmaya çalışırken hayatın elden kayıp gitmesi, manaya varmadan mutluluğu araması ve iletişimde sınıfta kalmaktır. Tam da bu noktada anlatmak istediklerimi ne güzel açıklıyor Yunus Emre hazretlerinin şiir iklimi: “Dilsizler haberini, kulaksız dinleyesiDilsiz kulaksız sözün, can gerek anlayası......Dinlemeden anladık, anlamadan eyledikGerçek erin bu yolda, yokluktur sermayesi.” Güzel ülkemin eğitim atmosferine bakıyorum da bir varlık peşinde koşturulan çocuklardan başka bir şey göremiyorum. Varlığın peşinde koşturulurken kendi varlığını göremeyen bir nesil. Peki nasıl hesabını vereceğiz anneler, babalar, eğitimciler? Hem hesaptan kurtulmak hem de çağın akıntısından evlatlarımızı çekip almak için egolarımızı, çocuklar üzerindeki kendi hayallerimizi ve -hâşâ- kadere karışmaya çalışma işini kenara bırakalım. Çocuklara, gençlere Yunus Emre hazretleri seslensin. Seslensin ki meyve veren ağaç, güzel kokular saçan çiçek olsunlar. “Biz sevdik âşık olduk, sevildik maşuk olduk,Her dem yeni dirlikte, sizden kim usanası.”       Fatih Toprak-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni     ŞİİR      İkisinden biri   Elbet biri bekleyen, Biri gelen olur, Biri aşar yolları, Biri ötelerde duran. Biri kurşun olur, Şehit olabilmesi için diğeri, Bir insan imtihan olur, Diğeri sabretsin diye. Eshab-ı Kehf olur saklanan zulümden, Diğerleri Yecüc ve Mecüc Zulmeti saklanmış kavimler. Biri bûse olur dudakta, Diğeri düğüm boğazda, Biri sıcak bir çay olur, Diğeri alçak bir hendek, Gebe kalır kelimeler sonraki olaylara, Kimiyse sükût ile Eshab-ı sabr olur. Vazgeçer kimi yarı yolda, Sebatın tarihini yazar kimi sedasız yiğit yürekler, Ahh! Benim tezatlarla dolu küçük aklım, Rabbim yaratmış her şeyi çift ve zıt Her şey muhtaç yekdiğerine Ateş havaya, ölüm hayata. İkisinden biri, Kurtuluş yolu, İkisinden biri Onun rahmeti.      Me'va Önyurt       ESKİMEZ KELİMELER   MUVAZENE: Arapça isim kökenli ve “vezn” kökünden gelen bir kelimedir.  Beş altı çeşit alanda ve anlamda kullanılır. Şöyle ki birincisi: İki şeyin vezince, ağırlıkça birbirine denk olma hâlidir. İkincisi, karşılıklı iki şeyin denkliği anlamındadır. Üçüncüsü, gelir ile giderin eşit olması anlamındadır. Dördüncüsü kıyas ve ölçü anlamındadır. Altıncısı fizik ilminde denge anlamındadır. Ve jeodezi yani yer ölçümünde ölçülen açı ve tullerin ölçü hatalarının giderilmesini sağlamak üzere tatbik edilen hesap işlemidir. Tıpta da akıl sağlığı yerinde mi değil mi anlamında kullanılır. “Akli muvazene” olarak…  
ATASÖZÜ
  Ah alan onmaz, ah yerde kalmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.