Edep ile boyanmak

A -
A +

Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan

Giy o tâcı, emîn ol her belâdan Bu beyit ne de güzel fotoğraflamaktadır günümüz belalarının kaynağını. Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” döneminde sahabesinin edebi, İslam âlimlerinin edebi, Osmanlının edebi... Allahü teâlâya edebinden gece uzanıp yatamayan evliyalar, kutsal emanetlerin tozunu sakalıyla temizleyen padişahlar... Ve sonucunda nice zaferler. Her şeyin gönülde değil sözde olduğu bir zamanda edep neyin neresinde acaba? Kendini din adamı sanan bu zavallı profesör (!) sıfatı almış birisi bazı sahabeye dil uzatıyor.  Bu kimse biraz olsun edeple boyansaydı acaba böyle konuşur muydu? Esas sıkıntı ise bu tür kimseleri âlim bilmek, okumak ve dinlemek... Başka biri de çıkıyor sahabeden isimler vererek hayatlarından hatalı yönlerini bulduğunu zırvalıyor… Bir de dönelim hakiki İslam âlimlerine… Herhangi bir din büyüğü hakkında hele ki sahabe efendilerimiz ve hele de Dört Halife efendilerimiz hakkında bırakın böyle çirkin söz kullanmayı edep saygı dışında bir söz söylediklerini duyar mısınız? Peki nereden geliyor bu adamların ölçüsüzlüğü? Elbette edep sahibi olmadıklarından… Çünkü edep, haddi bilmektir. Çok bilgili ama edepsiz biriyle gezmektense; Bilgisi sınırlı olsa da haddini bilenle bulunmak çok daha kıymetlidir. Bu sebeple çocuklara, gençlere edebi bilmeyenleri, haddi aşanları okutmayalım, dinletmeyelim derim ben… Kötülük hızlı bulaşır. Kalplerdeki zehrin, temiz kalpli çocuklarımıza bulaşmasına fırsat vermeyelim. Hocasının evi tarafına ayağını uzatmayan İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri gibi güneşlerin yolunda gidenlerle buluşturalım evlatlarımızı… O vakit bakın nasıl da değişiyor her şey!                Fatih Toprak       ŞİİR                   Nerede?   Vahşeti dünyanın gözü görmüyor, Nerede Avrupa insan hakları? Hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor, Nerede Avrupa insan hakları?   Her gün yüzlercesi girer mezara, Gönlümüzde hüzün yürekte yara, Buradan soruyorum tüm insanlara: Nerede Avrupa insan hakları?   Rahat bırakmazlar Müslümanları, Neden öldürürler günahsızları? Acı çeke çeke çıkar ruhları, Nerede Avrupa insan hakları?   Çocuk annesinin karnında öldü. Merhamet kalmadı, zulüm çoğaldı. Birçok insan yurtsuz yuvasız kaldı, Nerede Avrupa, insan hakları?   Batılı, düşeni arayıp sormaz. Açlıktan ölsen de beş kuruş vermez. Kulakları duymaz gözleri görmez Nerede Avrupa insan hakları?                     Mithat İnci - Bayburt     SAĞLIK OLSUN   AKUPUNKTUR: Akupunktur, kelime olarak nedir? Akupunktur, iki kelimenin birleşiminden meydana gelmiş bir kelimedir. Acus=iğne puncture=batırmak; (acupuncture) akupunktur=İğne batırmak demektir.Tedavi yöntemi olarak akupunktur, yeri ve özelliği olan belirli noktalara, bir akupunktur uzmanı veya uygulayıcısı tarafından, akupunktur iğnesi batırılarak, belirli bir süre vücudun uyarılmasını sağlamak için uygulanan tedavi metodudur. Bu tedavi insanlık tarihi kadar eskidir. Bir rivayete göre MÖ 3000’li yıllarda Çinliler tarafından sistemleştirilerek kullanılmaya başlayan bu mükemmel tedavi metodunu, İngilizlerin yapmış olduğu arkeolojik bir araştırmaya göre Uygur Türkleri de bugünkü kullanıma göre biliyor ve kullanıyordu.  
ATASÖZÜ   Aç tavuk rüyasında darı görür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.