Muhteşem bir hayal

A -
A +
İnsan… Biyoloji kitaplarında anlatılırken “iki ayaklı, iki elli…” diye başlar…
Anlatanların bile anlayamadıkları böylesi zavallı tanımlamalarla işimiz olmaz.
İnsanı “bilimsel kategori” diye hayvana dayandırmak isteyenleri de doğasına bırakmaktan yanayız…
Biz “insan”ı, tanımak ve tanımlamaktan ziyade “hangi insan?” cevabının peşine düşeceğiz.
Çünkü… Daha şimdiye kadar insanı, yeryüzünde her yönüyle anlatabilen bir “insan” doğmamıştır.
Neden mi?
Çünkü insan, onu var edenden başka kimsenin çözümleyemediği ve çözümlemesinin de mümkün olmadığı her biri müstakil yani ayrı bir dünya olan eşrefi mahlûkat bir varlıktır.
İnsan,
Dünyanın içinde dünyadan bir parça olandır…
İnsan,
Dünyaya hâkim olup yine dünyada yok olandır…
İnsan,
Kendinden öncekini, kendinden sonrakine bağlayıp; doğarken kendi ağlarken öldüğünde arkasından ağlanan, muhteşem bir hayaldir.
İnsan,
Belli bir tarihten önce yok iken…
İnsan,
Belli bir tarihten sonra da yoktur.
Onun için insan dünyaya, “iki kapılı bir han” benzetmesi yapar.
İnsana âdemoğlu da derler… Bu, Âdem peygamberin (aleyhisselam) soyundan gelen anlamındadır.
Ama bir diğer anlamı da “yokluk” demektir “adem” kelimesi.  Buna rağmen hiçbir insan kendisinin öleceğini ve yok olacağını aklına bile getirmez.
Ölüm vardır ama kendisi için değildir. Bir başkası için vardır. O yüzden kendisi için de öldüğünde hep bir başkası dile getirir ölümü… “Öldü” derler arkasından…
İnsan ölümü dile getirirken bile “ölüm, bugün sana ise yarın bana” diyerek bir günlüğüne bile kendini sona bırakır.
İnsan böyle menfaatçidir. Böylesi uzun emel sahibidir. Böylesi dünya düşkünüdür.
Oysa bin kocadan arta kalan bîve-i bakir (ebedi bakire) olarak yorumlanmıştır dünya, şairlerce… Edebiyatçılarca…
Aslında insan,
Kendisi de insan olduğu için herkesin tek tek kendisini bildiğini zannettiği ama kimsenin kendini bile tam olarak çözemediği anlamadığı bilemediği bir müthiş varlıktır.
              T. Uğur Türkmen-Ankara
 
 
 
 
ŞİİR
 
          Sincap ve kimsesiz çocuk
 
Ne güzel bir evin var bir ağaç kovuğunda,
Bedenin sımsıcaktır karakış soğuğunda,
Bir tek çam kozalağı doyuruverir seni,
Bir tek ceviz olsa da mesut eder mideni.
 
Bazen dallardan atlar çıkarsın yokuşlara,
Ve de nispet yaparsın gökte uçan kuşlara.
Ama kimsesiz çocuk kovukta yaşayamaz,
Ağaç ulu olsa da çocuğu taşıyamaz.
 
Yıkılan her ağacın altındadır ölümü,
Zehir zemberek ona hayatın her bölümü.
Cebinde beş kuruş yok sıcak bir simit alsın,
Hangi yürek sızlamaz, der “çocuk böyle kalsın”?
 
O bir duvar dibinde inlerken akşamları,
Sincap en ince dalda yaşar tatlı anları.
Sonsuz hasretindedir yırtılmış bir gocuğun,
Elleri tir tir edip titriyorken çocuğun.
 
Söyle hadi şarkını sincap sen hiç durmadan.
Çocuk yorgundur artık hayalleri kurmadan.
Senin sonunu bilmem, inan azade sincap,
Çocuk bir gün düşecek muhakkak yorgun-bitap.
Duymaz artık yavrucak her kim eylese hitap…
                   Hüseyin Hilmi Levent-Gülnar
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
Fırında tavuk kızartılacağı zaman üzerine konan baharatlardan içine de konur.
Mantarların daha lezzetli olması için, pişirmeden 5 dakika önce üzerlerine biraz tuz ve limon suyu konur. 2 kaşık yoğurt, sulandırılmış 1 kaşık salça ve biraz da zeytinyağı karıştırılıp fırına konacak tavuğa sürülürse lezzetli olur. Hazırlanan kekin, pişerken çökmemesi için, fırına konmadan önce hamur, kalıbı ile 20 dakika kadar dinlendirilir. Pişirilen sebzelerin renklerini kaybetmemesi için bir kesme şeker yahut limon suyu konur. Zor çalışan fermuarlarınıza kuru sabun sürerseniz, rahat açılır hale gelir. Erzak dolabına bir kaç karabiber konursa, böceklenmeye engel olur. Makasınız körlendi ise, zımpara kâğıdını birkaç yerinden kesin. Buharlı ütü kireçten tıkanırsa, içi beyaz sirkeli su ile doldurulur.
 
ATASÖZÜ
 
Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.