Akka Zaferi -1-

"Sanayi Devrimi"nde İngiltere’yi geçmek isteyen Fransa, 1798 yılında İngilizlerin ticaret yolunu kesmek için harekete geçer. Önce Osmanlı’yı direkt karşısına almamak için hedef saptırır ve Malta ve Rodos üzerine sefere çıkacağını ilan eder. Ama Mısır’ı ardından Arap yarımadasını işgal ederek Britanya’nın kolonileri ile bağını koparmak kendisi de Afrika ve Asya da koloni kurmak ister.

19 Mayıs 1798'de, Tolon Limanı’ndan 450 parçalık donanma ve 60.000 kişilik ordu ile General Napolyon Bonapart sefere çıkar. O tarihte Mısır Valisi Ebubekir Paşa’dır.

Akka Kalesi komutanı ise Cezzar Ahmed Paşa’dır. Ömrü savaş meydanlarında geçmiştir. Aslen Bosnalıdır. Yaklaşık seksen yıllık ömrünü devleti ve milleti için harcamıştır. Osmanlı tahtında Sultan 3. Selim vardır. O dönemde Osmanlı’da yeniçeri ocağı iyice bozulmaya yüz tutmuştur. Bunun için Sultan Nizam-ı Cedidi kurarak askerî ve her alanda bozulan siyasi ve hukuki otoriteyi sağlamak ister.

Tarih 20 Temmuz 1798’i gösterdiğinde Fransız ve Osmanlı ordusu, Piramitler bölgesinde karşı karşıya gelir. Osmanlı ordusunun başında Mısır Valisi Ebubekir Paşa vardır. Ordusunda 20.000 asker ve ağır topları da bulunmaktadır. Paşa, çok direnmesine rağmen savaşı kaybeder ve geri çekilmek zorunda kalır. 21 Temmuz 1798 günü Fransız ordusu Kahire’yi işgal eder.

Cezzar Ahmed Paşa, Fransa’nın İskenderiye Limanına çıkarma yaptığını ve Kahire’ye doğru yola çıktığını duyduğu andan itibaren çalışmalara başlar. Önce Akka Kalesinin tamiratına başlar. Kale duvarlarını güçlendirir.

1799 yılı ocak ayında Fransız ordusu Akka’ya sefer için hazırlıklara başlar. Önce Elariş Kalesini ardından Gazze’yi ve sonra da Yafa’yı bir ay içinde ele geçirir. Gözdağı için burada dört bin asker ve sivil Müslümanı idam ettirir. Bu büyük katliam, Müslüman âleminde büyük üzüntüye sebep olur...

 

 

 

 

 

 

Ehl-i sünnet hep ismini duyarım

Öper öper başucuma koyarım

Gelir diye günlerini sayarım

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

Kitaplardan okumuşum yolunu

İstemem ellerin sağla solunu

Geçer akçe eyleyemem pulunu

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

Herkes bir yol tutmuş tutarsa tutsun

İster pekmez yutsun ister bal yutsun

İster çocuğunu Şam’da okutsun

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

Bir setret gelmiş de örtülmüş üstün

Kimler ne yaptı da kimlere küstün?

Bir rüzgâr oldun da dağlarda estin

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

Herkes ismin bilir kendini bilmez

Bildirmek istesen yanına gelmez

Görünmek istersin, gözleri görmez

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

Hasipoğlu uğraştı bu yollarda

Bazen ovalarda bazen dağlarda

Bazen karda kışta bazen baharda

Bilmem gelir misin, gelemez misin?

 

 

 

 

 

Bağırsaklar vücudun tüm sistemini etkilediği için ikinci beynimiz sayılır. Şöyle insanlara baktığınızda bağırsağı iyi çalışanla çalışmayanı rahatlıkla ayırt edebilirsiniz. Eğer bir kimse gergin, yıkık kaşlı, yorgun ve bitkin hâldeyse genelde o kişinin bağırsağında bir problem vardır...

Eğer bir insanın bağırsağı düzenli çalışıyorsa o kişi şen şakrak olur. Çünkü bağırsak düzenli olunca bütün organları düzendedir. Bağırsaklar bu kadar önemlidir. Eğer bir genelleme yapacak olursak şunu rahatlıkla diyebiliriz ki, bağırsaklar iyi çalışıyorsa vücut da iyi çalışıyordur. Bağırsaklar iyi çalışmazsa vücut da iyi çalışmaz. Bağırsaklar iyi çalışırsa ne olur? Karaciğer iyi çalışır. Tansiyon riski az olur. Kalp ritmi düzenli olur. İdrar problemi daha az olur.  Gözler daha parlak olur.  Kulaklar daha iyi duyar. Elimizin hassasiyeti daha fazlalaşır. Zihin açıklığı artar. Öğrenci dersini daha iyi anlar daha iyi ders çalışır. İş verimliliği artırır. Bağırsağı iyi çalışan bir kimsenin aynı yaşta, aynı boyda, aynı kilodaki bir kişiye oranla sağlığı %30 daha iyidir. Bu çok önemli artı bir değerdir.