İnsanı değerli kılan dört şey -3-

A -
A +

İnsanı değerli kılan dört şeyi ilk iki yazımızda anlatmaya başlamıştık. Birincisi dürüstlük, ikincisi yardımseverlik, üçüncüsü cömertlikti. Evet, cömertlik kalpte başlar ve cömert olanlar her zaman “ikram etme” duygusu içindedirler. Kendi ihtiyacı olanı başkalarına ikram edebilmek cömertliğin en üst derecesidir ki buna “îsar” da denir. Bunu herkesin hiç olmazsa ömründe bir kere gerçekleştirmesi önerilmektedir.

Ve zarafet… Bir insanı diğerlerinin gözünde yücelten çok güzel bir özelliktir. Zarafet anlam olarak kişinin hâl ve hareketlerinde nezaket, sabır, ince ruhluluk, zariflik, kıymet bilme ve lütuf edici özelliklerini içerir. Sabırsız ve kaba davranışlar içinde olanlar, kendilerine bir iyilik yapıldığında küçük bir teşekkürü aklına getirmeyenler toplum içinde saygın olamıyorlar. Zarafet kalıtsal bir özellik değildir, herkesin yapabileceği bir seçimdir. Ve buna ulaşmak için atılacak ilk adım, hayatımızda sahip olduğumuz her şeye her gün minnettarlık duymaktır. Sahip olduğumuz her şeyin bize birer hediye olduğunun devamlı farkında olursak başkalarına karşı zarafet içinde olmamız mümkün olabilir. İçten minnettar olma bizde zarif bir ruh oluşturur. Sonuçta sabırsızlık duygusu içinde olduğumuzda sabırlı olmayı, sinirli olduğumuzda nazik olmayı, karşımızdaki de haklı imiş gibi davranmayı, bir insanı eleştirmek yerine incelikle düzeltmeyi, gerçekten düşünmeseniz bile takdir etmeyi tercih eder hâle gelirsiniz. Bir de zarafet bütün bunları herhangi bir beklenti içinde olmadan yapmaktır.
Yürekten bir dürüstlük, yardımseverlik, cömertlik ve zariflik örneği sergilediğinizde ve gündelik hayatınızda başkalarına uyguladığınızda çok üstün bir paye ile ödüllendirilmiş olacaksınız...
                  Hasan Yıldırımkaya
 
 
 
ŞİİR
 
Toruna son nasihat
 
                        (Torunum Mustafa S. Kayıkçı’ya ve bütün torunlara…)
Yaklaş “torun” yanıma, diyeyim sana bi’şe;
Yaş 70’i de aştı, güç-kuvvetim inişe;
Kulağını aç-dinle, tekrarı olmaz belki;
Belki de “son nasihat”, dokunsun şöyle dişe:
 
“Yoldaş” ararsan sana, “adres” sorarsan bana;
Hangi yoldan Rabbine, “ulaşam” dersen O’na;
Sığınayım affına, uy sen din-i İslam’a
Kıbleye dön-“namaz” kıl, bunu emreder akıl;
 
“5 vakti” koma yalnız, “Sübhâ” var abdest sonu;
“Kuşluk” var, “Evvâbîn” var; “Teheccûd” ince konu;
“Tahiyyâd-ül Mescîd” var, “Menzîl” seyahat önü:
Kıbleye dön-“namâz” kıl, bunu emreder akıl;
 
“Dînin direği” odur, “îmân merteği” odur;
“Resûlü sevdim” dersin, “sevgi gereği” odur;
“İbâdet” beden ise, “beden yüreği” odur:
Kıbleye dön-“namâz” kıl, bunu emreder akıl;
 
Kayıkçı Ali dede, şöyle “nasîhat” ede;
“Helâl” kazan, helâl ye; hayrın başında mide;
Lokma helâl olursa, dil alışır “Tevhîd”e…
Kıbleye dön-“namâz” kıl, bunu emreder akıl...
 
     Ali Kayıkçı-Âşık Derebahçeli/Samsun
 
 
BİLİM VE TEKNOLOJİ
 
Ayın öteki yüzü:
Çin'de yayımlanan Halkın Günlüğü gazetesinin haberine göre, Dünya'dan görünmeyen ve insanlık için uzayın keşfi ve bilimsel alanda merak konusu olan Ay'ın karanlık yüzü, Longciang-2 tarafından görüntülenmiş. Ülkenin kuzeydoğusundaki Heylongciang eyaletinde bulunan Harbin Teknoloji Enstitüsünce tasarlanan Longciang-2 adlı mikro uydu, Ay'ın karanlık tarafından fotoğraflar göndermiş. Buna göre ayın o yüzeydeki kraterler ve çeşitli yer şekilleri görüntülenmiş. Longciang-2 uydusunun gönderdiği fotoğrafların bazılarında Dünya arka planda küçük bir şekilde yer alırken, Ay yüzeyinin çoğu ise karanlık şekilde görülüyormuş. Yani bu gelişmeyle Ay'ın şimdiye kadar aydınlık yüzü görüntülenirken bundan sonra karanlık yüzü de görüntülenebilir oldu...
 
ATASÖZÜ
 
Bakmakla usta olunsa (öğrenilse) köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi).
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.