Dedede izzet torunda zillet -1-

A -
A +
Beklenen gün gelip çattı! Son saatler! Kaçırılmayacak fırsatlar! Ve daha nicesi...
Beyinlerimize empoze edilen bir meseleyi daha etraflıca düşündük mü hiç? Ya da sonu asla gelmeyen moda kültürü (!) gibi bu tür rahatsızlıkların da bizlere, düşmanlarımız tarafından sirayet edildiğini biliyor muyduk?
O hâlde hadisenin başlangıç noktalarını ele alarak düşünmeye başlayabiliriz.
-Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız "efsane cuma" hakkında hepimizin bir yorumu olmuştur elbette. İnsanların dört gözle beklediği, adının 'kara cuma' olarak verildiği bu günün 1932'den bu yana Hıristiyanlık dininde şükran gününden bir sonraki cumaya isabet ettirilerek Noel’e hazırlık yapılması amacıyla ortaya çıktığını da… İlk defa 1961 yılında gazetelerde; alışverişten dolayı yaşanan izdiham sebebiyle "black friday" olarak adının dile getirildiğini de…
Ancak ne tesadüftür ki o günde yapılan indirimin, bizler için değerli olan cuma gününe denk getirilmiş olması düşündürücü değil mi? Akabinde de yayılan bir furya anlayışının daha süregelmesi durumu… Son yıllarda ülkemizde yaşatılan bu günün cuma gecesinden başlayıp cuma akşamına kadar devam ettiğini hepimiz öğrenmişizdir herhâlde. Dinimiz için en kıymetli vakitlerde bizi, yapacağımız ibadetlerden alıkoymasına ve her geçen gün onların âdetlerine uymamıza yol açması söz konusu. Bu moda anlayışıyla beraber bizlere, ihtiyaç sahiplerine yardımlaşmayı unutturarak, salt kendi hayatımızı üstün tutmamıza sebep olması etkilerinden bir tanesi de denebilir.
Asıl yaşayışımızda böyle bir israfın ön plana çıkması, dedelerimizi, babaannelerimizi hayrete düşürürdü ve utandırırdı şüphesiz. Tarihimizde soyumuzu üstün kılan bu farklılığın, torunlarını bugün böylesi bir zillete düşürmesi oldukça acı değil midir?
            Merve Tekin
 
 
 
ŞİİR
 
               Görelim seni
 
Derdini söyleme derman bilmeze
Ele güne rezil ede hep seni
Nasihat eyleme yola gelmeze,
Dinlemez sözünü üzer hep seni
 
Acından ölsen de kimseye deme
Namert insanlardan aman dileme
Acıtır yaranı koyar vereme
Soyulmuş soğana çevirir seni
 
Yüzünü döndürme sakın harama
Hakk’ın yasağında medet arama
Kötülük yurduna asla uğrama
Hep iyi işlerde görelim seni
 
Süleyman Usta’yı dinlersen eğer
Allah dostlarına verelim değer
Hiç zaman kaybetme tövbe ediver
Allah’ın yolunda görelim seni
 
       Süleyman Usta-Espiye/Giresun
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
DAMLATAŞ MAĞARASI: Antalya ili, Alanya ilçe merkezine bir km uzaklıkta yer alan karstik bir mağaradır. Milyonlarca sene önce meydana geldiği tahmin edilen mağaranın kireçtaşı ve mermer duvarlarındaki çatlaklar, deniz dalgalarıyla yüzey sularının aşındırması sonucunda oluşmuştur. Mağaranın içi sarkıt ve dikitlerle kaplıdır. Deniz kıyısında olan mağara 1948’de bulunmuştur. Tavan yüksekliği 15 metredir. Yaklaşık 200 metrekarelik bir alanı kaplar. Havasında karbondioksit, yüksek oranda nem ve radyoaktivite bulunmaktadır. Turistik önemi fazla olan mağara, havasının astım ve benzeri hastalıklara iyi geldiği inancıyla ziyaret edilir.
 
ATASÖZÜ
 
Bir elinin verdiğini öbür elin duymasın...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.