İnsanı yücelt ki -1-

A -
A +
Kendisinden sonra devletin idaresini bırakacağı iki oğlunu elbette denemek istiyordu.
Her birine elinden geldiğince iyi eğitim aldırmış, devlet yöneticiliği konusunda hocalar tutmuş. Oğulları birer delikanlı olduğunda da çağırmış sarayına ve önemli kararını açıklamış:
-Evlatlarım, artık büyüdünüz kocaman insanlar oldunuz. Benden sonra ülkenin yönetimi ikinizden birine kalacak. Şimdiden sizleri yönetime almalıyım ki gelecekte tecrübeniz olsun.
-Teşekkür ederiz babacığım.
-Şimdi sizlere belirli miktarda bütçe altını verdiriyorum. Her biriniz ülkemin bir eyaletini yöneteceksiniz. Emrinize yardımcılarınızı tayin ediyorum… Göreyim hadi bakayım. Beni mahcup etmeyecek kadar başarılı olun… Bu uğurda gayret gösterin...
Şehzadeler bu habere nasıl sevinmişlerdi. Her biri kendince en başarılı yöneticiliği şahsında gösterecek ve babasının onayını almanın yolunu arayacaktı.
Aradan koskoca bir yıl geçmişti… İlk üç yüz günlük süre bir yöneticinin başarılı olup olmadığını test için çok yeter bir süreydi.
İkinci yıla girdikleri hâlde şehzadeler yönetimden dolayı babalarını aramıyordu. Bilgi veren olmuyordu. Dedi ki Sultan:
-Tebdil-i kıyafetimi hazırlayın.
İkinci yıla girildiği hâlde, kendisine bilgi vermeyen oğullarını yerinde görüp teftiş etmek istedi. Padişah ve birkaç adamı tüccar kılığında idiler.
Büyük oğlunun yönettiği eyaletin sınır kapısına geldiklerinde bunları eyalet sınırında durdurmuşlar:
-Bir dakika beybaba… Nereden gelip nere gidersin…
-Biz tüccarız evlat… Amacımız sadece ticarettir.
-E iyi ya… Önce bir ayakbastı parası ödeyeceksiniz…
-Aa bu da nereden çıktı evladım. İnsan kendi ülkesinde ayakbastı parası öder mi hiç?
-Çok soru soruyorsun beybaba… Bu işi kafamızdan yapmıyoruz. Vali hazretlerinin emriyle yapıyoruz. Çok konuşursan kelepçeleyip atarız hapse…
Padişah ve beraberindeki kimliklerini açıklamayıp istenilen ayakbastıyı ödediler. Şehre girerken padişah ve veziri perişan manzarayı çoktan fark etmişti.
Halkın yüzü gülmüyordu. Sanki insanlar canından bezmişti. Kime ne sordularsa Vali hazretlerinden şikâyet dinlediler.
Ses çıkartmadan ertesi gün o eyaletten ayrıldılar… Küçük oğlunun bulunduğu eyalete doğru yola çıktılar...
            Muhsin Kiriş-Ankara
 
 
ŞİİR
 
             Beka-yı devlet için
 
Türk çocuğu! Okyanus ötesinde, azmandan
Demokrasiyi “sakız edegelmiş” gazmandan
“Hıyânet doktoralı” bedduacı uzmandan
Hayır mı, şer mi gelir? Önce, onu bilelim…
 
Kiminin gerisinde Pensilvanya markası,
Kiminin, çukurlarda yağır olmuş arkası;
Dört terör örgütünün, dört siyasî fırkası…
Düşünür: “Bu ülkeyi, kaç parçaya bölelim?”
 
Dikte edilen ismi “aday eder” çatıya
Her fırsatta “devleti” ihbâr eder Batı'ya!
Gezici Vandallarla -gece- kalır yatıya…
Sağduyuyla düşünüp kendimize gelelim!     
 
Kükre aslan; bozulsun, çakalların oyunu!
Kuzusundan ayırmak istiyorlar koyunu…
Cumhur unutmaz “şanlı” tarihini-soyunu,
Yerli-millî olmayan unsurları silelim.
 
Hıyar gösterene “tuz” çuvalıyla koşarsın;
Hıyânetin sınırsız, hudutları aşarsın!
Haysiyetsiz, vicdansız “sen” vatansız yaşarsın;
Beka-yı devlet için “bırak da” biz ölelim…
 
                              Ahmet Feyzioğlu
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
14 Mart Tıp Bayramı:
İlk kez, 1. Dünya Savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor. 14 Mart 1919’da işgal altındaki İstanbul’da tıp öğrencileri tarafından gerçekleştirilen kutlamada öğrencilerin bu törenine Dr. Fevzi Paşa, Dr. Besim Ömer Paşa, Dr. Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katılmıştır. 1933’te “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” İstanbul Üniversitesi’ne dâhil olmuş. Peşinden de 1945’te Ankara Tıp Fakültesi, 1954’te Ege Tıp Fakültesi kurulmuştur.
 
ATASÖZÜ
 
Gün doğmadan neler doğar...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.